En Eski Klingsor'un Son Yazı kitaplarını, en eski Klingsor'un Son Yazı sözleri ve alıntılarını, en eski Klingsor'un Son Yazı yazarlarını, en eski Klingsor'un Son Yazı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Klingsor'un Son Yazı, Vincent Van Gogh'un hayatıyla paralellikler gösteren, bir ressamın yaşamının son zamanlarını anlatan bir kitap. Oldukça kısa fakat oldukça da sıkıcı bulduğum bu kitabı çok zor bitirebildim. Kesinlikle Hesse'nin en iyilerinden değil.
Klingsor başka türlü davranıyordu. Susamazdı o. Kalbindekileri gizleyemezdi. Hayatının gizli acılarından, ki onları pek az kişi bilirdi, yalnızca en yakınlarına söz ederdi. Çoğu kez korkuya kapılırdı, hüzne, çoğu kez karanlığın kuyusunda tutsak kalırdı, önceki hayatının gölgeleri o sırada aşırı boyutlarda günlerine girer ve o günleri karartırlardı. Sonra da Luigi'nin yüzünü görmek içini ferahlatırdı. Ara sıra ona şikayette bulunurdu.
Luigi ise onun bu zayıflıklarından hoşlanmazdı. Ona acı verirdi bunlar, merhamet uyandırırdı. Klingsor dostuna yüreğini açmaya çalıştı, böyle yaparak onu kaybettiğini ise çok geç anladı.
Yazarın hacimce küçük, ama duygu ve bakış olarak büyük bir kitabı. Başkahraman bir ressamdır ve kitapta onun son zamanlarını okuruz. 67 sayfalık kocaman bir iç dünya sunmuş Hesse. Ölmek üzere olan bir ressam, hayatının son günlerinde bir aşk kıpırtısı, tüm iniş çıkışları aynı anda hisseden bir kalp. Hesse'nin tarzını beğenenler için iyi bir seçim olacaktır.
..İçiyorum sizi,sevimli görüntüler! Hep sürecekmişim ve ölmeyecekmişim gibi yapıyorum size,ben ölümlülerin en ölümlüsü,en inançsızı,en kederlisi,hepinizden daha fazla ölüm korkusu çeken ben.Temmuz geçip gitti,ağustos da gidecek,ansızın sarı yaprakların arasından,çiy düşmüş sabahın içinden o kocaman hayalet çıkacak karşımıza soğuktan titreyerek.Ansızın kasım ayı ormanın üzerinden geçecek.O iri hayalet ansızın gülecek,ansızın yüreğimiz üşüyecek,ansızın o güzelim pembe etlerimiz kemiklerimizden dökülecek,çölde çakal uluyacak,kahrolası akbaba boğuk sesiyle şarkısını söyleyecek.Büyük kentin kahrolası bir gazetesinde fotoğrafım çıkacak,altında şöyle yazacak: ''Seçkin ressam,dışavurumcu,büyük renk ustası,bu ayın on altısında öldü.''
"Dünya ne kadar güzel, nasıl da doyuruyor ve yoruyor insanı!"
60 sayfalık bir kitap.
Kitabı okurken yaşlanmış bir ressamın gözünden yaşadığımız dünyayı en renkli hali ile gördüğüme pişman olmamıştım.
Aslında tam somut bir hikayeden çok doğa ve insan ruhu tasvirleri vardı her sayfada.
Sözcüklerin rengarek sunulduğu , duyguların ise dolu dizgin yaşandığı bir tabloydu bu kitap.
Yazarın da ressam olduğunu düşünürsek,yine kendinden bir hikaye anlattığını hissedebiliriz.
"Kendi yüreğindeki her duyguyu itiraf edersen doğru yoldasın. Hiçbir duyguyu küçümseme, değersiz bulma. İyidir çok iyidir hepsi de, nefret de, haset de, kıskançlık da, zalimlik de... Haksızlık yaptığımız her duygu söndürdüğümüz bir yıldızdır."