Romanı okurken başlarda ısınamadım diyebilirim. Ama sayfalar ilerledikçe beni içine aldı. Benim için asıl ilginç olanı ise romanın iç ses tekniğiyle yazılması oldu. İlk defa bu teknikle bir roman okuyordum çünkü.
Samancı'nın benzetmeleri gerçeküstü gibi görünse de, kendine has o büyülü anlatımıyla aslında gerçeğin, geçmişin ve anın ta kendisini sunuyor okuyucuya. Konusuna hiç girmeden şunu da belirteyim: Bazı kitaplar vardır sizi alır götürür, kendisiyle birlikte sürükler, sarmalar, içinizi ısıtır, hüzünlendirir, insanın etine, kemiğine, tenine, en ücra hücrelerine kadar siner ve okuyucusunu büyüler, kendinden bir parça beller... işte bu kitap o kitaplardan.