Bir kadın düşünün; Kendi kurguları ve hayal dünyasında büyüttüğü asılsız ve sorumsuz hayalleri ile kocasına iç dünyasında cephe almış, kocasının bütün sıkıntılarına tarafsız kalmış ve kendi isteklerinin peşinde koşmuş. “Kocamı ben öldürdüm” öyküsünde Ferda’nın iç dünyasının yanılgılarını okuyup kendinizde dersler alacağınız hatta yaptığınız hatalarınızı göreceğiniz bir öykü okuyacaksınız. Ön yargıların insanı ne denli sürüklediğini ve bilmediği bir yere getirmesini göreceksiniz. Ön yargılı olmadan önce bir kez daha düşünün, hiç bir şey düşündüğünüz gibi değil aslında…
ZAHİT BEY
Kader insanı silkeler, “titre ve kendine gel” der. Bunu anlayan her şeyin farkına varır.
SUSUZ KIŞ
Bir gece yaşadığım yıldan sıkılıp 2076 yılına doğru yolculuğa çıktım. Öyle birden bire değil yavaş yavaş gittim. Sizlere 2076 yılından mesajlar getirdim. Bütün gördüklerim gerçekti ve insanlar ibret almalıydı. “Su” diyorum efendim… Ben susuz kışları gördüm.
ARABA SEVDASI
Orta halli bir iş adamının arabasına olan düşkünlüğünü okuyacaksınız bu öyküde. Hayır, mesele arabaya olan sevdası değil, araba yüzünden dikkate almadığı bir ailesinin olmasıdır.
GİZLİ ODA
Naci, acılarını yıllarca saklamış, karısı Selime’ye dahi belli etmemişti. Bütün acılar bütün anılar ve bütün yaşanılanlar sadece bir odada saklanmıştı. Nihayet o oda açıldığında herkes beklemediği bir sırla karşılaşırlar. Gördükleri karşısında herkes şok olmuşlardır. Kimsenin tahmin bile edemediği bir acı küresi odayı yakmaktadır ve Naci yıllarca gizlemiş olduğu gerçeği gün yüzüne çıkarmıştır.
