Kocamın Kenarı

Didar Kantarcı Boğda
"Mutluluk ne çocuğa ne eşe ne tatile ne arabaya ne eve bağlı aslında. Mutluluk anda. Tam da nefes alıp verdiğimiz o anda! Huzur, tam da o anki lezzetli bir lokmanın içinde. Güzellik tam da o anda aynaya attığımız bir bakışta."
Mutluluk ne çocuğa ne eşe ne tatile ne arabaya ne eve bağlı aslında. Tam da nefes alıp verdiğimiz o anda! Huzur, tam da o anki lezzetli bir lokmanın içinde. Güzellik tam da o anda aynaya attığımız bir bakışta
Reklam
Hayatı boyunca kendi yüreği gibi yüreği olan insanlarla karşılaşması dileğiyle…
Bazen kafamıza oturttuğumuz mutluluk şablonlarını gerçekleştirmek uğruna nasılda gerçek mutluluk fırsatlarını kaçırdığımızı anladım. Evlendiği kişi denk olsun sana. Çöpsüz üzüm olsun. İki sene sonra çocuğun olsun. Çocuk üç yaşına gelince bir tane daha olsun. Çocukların mümkünse farklı cinsten olsun. Bir evin olsun. İki araban. Yılda iki defa tatil yap. Boyunla kilon karekökü şu olsun. Dudakların kalın olsun. Kocan zengin olsun. Vs vs vs.
Mutluluğu ve huzuru başka insanlarda ya da başka işlerde ya da nesnelerde aramaktansa kendi içinde, benliğinde, özünde arayan sonunda aradığını kolayca bulur... Ve zaten kendinde olduğundan, kaybetme şansıda yoktur!
Çünkü her kadın güçlüdür! Çünkü her kadın akıllıdır! Çünkü her kadının içinde, ne kadar bastırılarak büyütülmüş de olsa kibar ve güzel bir prenses kadar cesur bir savaşçı barındırır!
Reklam
“Bensiz bir hiçsin” mesajlarına verilecek en güzel karşılık “sensiz de senle de ben her şeyim”dir aslında. Çünkü hakaret sadece tek taraflı ve asılsız bir nitelik atfetmedir. Yani IQ’su 70 olan biri 150 olan birine de hakaret edebilir. Asılsızdır neticede. İçselleştirilmemelidir.
Hz. Mevlana “İnsanın değeri nedir?” sorusuna “Aradığı şeydir” diye yanıt verir.
Hayat insana asla yapmam dediklerini yaptırıyordu bazen. "Asla dediklerimizin içinde buluyorduk kendimizi. Ben de hep "asla" derdim..
Öğrendim ki insan, başına bir şey gelmeden o halde nasıl davranacağını asla kestiremiyormuş.Aldatılmak benim içimdeki amazonu ortaya çıkarmıştı. Ve ben yeni halimden gayet memnundum
Reklam
Önsöz
Küçücük kız çocukları iken bizlere anlatılan prenses hikayelerindeki gibi zannettiğimiz hayatın aslında bir kurt kapanı, bir savaş oyunu olduğunu öğrendiğimiz andan itibaren büyüyoruz biz.
“Sözden ağırı yoktur! Beden her yükü kaldırır da, gönül her sözü kaldıramaz” demiş Hz. Mevlana.
Anne olmuşsa bir kadın artık hep sapasağlam, hep dimdik olmalıydı. Çocukların en büyük kalesi annelerdir çünkü. Anne yıkılırsa çocuk savaşın ortasında çırılçıplak ve savunmasız kalır.
Hayatın ya akışına uyar onunla beraber yol alırsın ya da akıntının karşında durmaya çalışıp suları ağzına burnuna yiyip oturursun.
Resim