Koğuş Türkiye Koğuş Dünya sözleri ve alıntılarını, Koğuş Türkiye Koğuş Dünya kitap alıntılarını, Koğuş Türkiye Koğuş Dünya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzuyor sohbet. Söz dolanıp dolaşıp günlük siyasetin icaplarına geliyor. Salman dertli gibi. Beğenmiyor lideri. Olmadık işler yaptı diyor. İslam onun yüzünden Türkiye'de zedelendi diyor. Hizmet edeyim derken, zaralı oldu diyor. İyi bir insan olmak başka, lider olmak başka diyor. Hülasa memnun olmadığını belirtiyor.
Her şeyden önce Müslüman İslamiyeti bilmiyor. İslamiyet camiye kapatılmış. Hüküm sahası, yaşama alanı sadece caminin dört duvarı arasında kalan yer. Sokakta yolda, evde, dairede şurda burada hiç kaale alınmıyor hatta böyle bir düşünce cezalandırılıyor. Garip...
Kitaplar ayrı bir dünya. Her satırında ayrı dünyalar barındıran kitaplar var. Okudukça bağlanıyor. Düşündükçe daha çok okumak istiyor. Ara sıra da yazıyor. Ufak ufak kağıtlara duygularını, düşüncelerini döküyor.
Haklısın. Ben de düşünüyordum zaten. Madem nüfus kağıdında İslam'ız. Madem Müslüman olduğumuzu söyleyebiliyoruz. Öyleyse gereklerini de yapmak durumundayız. Sen haklısın. Senin sözlerine uymak boynuma borç. Sen iyiliğimi istiyorsun. Sen doğruyu gösteriyorsun. Bu benim için bir borç!!
İktidar? Kim iktidar. Hangi güç? Nedir gayeleri? Bu vatana ne hizmet yapacaklar? Hayır hayır inanamıyorum. Samimi değiller. Hepsi menfaatperest ve mevki hayranı kimseler. Yüce ideallerin insanı olamazlar. Hükmettikleri insanların ıstırabını duyamazlar. Vicdanlarında yarın hesaba ve çekilme korkusu ve duygusu bulunmayanlar çıkarlarından ve zevklerinden vazgeçemezler. Onlar ancak çöplükte horoz rolünü oynarlar...
Biz hür düşünceli insanlar yetiştiremedik. Düşünen insan istemedik. Değişmez, mutlak doğruların dışında, onlardan feyz alan temiz fikir vadileri açamadık. Tabiatın bakirliğini, renk cümbüşünü o vadilerde barındıramadık. Cahil Müslüman çoğaldı. Necip Fazıl da bundan yakınıyor ya. "Kaba softa ham yobaz." Türedi, çoğaldı. İslam'ın hayatın bütün alanlarına teşmil edileceğini kabul etmedi bu insanlar.
Düşlerini yazdı. Yüreğini sardı, sarmaladı, koydu zarfa. Postaya verdi. Bir ara mektubun bir yerinde, Gülçin'den bahsetmek, onu anlatmak, onu övmek istedi, yapamadı.