Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Patrick Süskind'in, Almanya'da ilk yayımlanışında tam anlamıyla olay yaratan, aylarca liste başlarında kalan Koku adlı bu romanı, gerçekte alışılagelmiş çoksatarların oldukça dışında kalan, tarihsel boyutlarda kapsamlı bir toplum eleştirisini sergileyen bir kitap. Olay, 18. yüzyıl Fransasında geçer; kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille ise tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir. Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dâhi olan Grenouille, kendi kokusunun bulunmadığını, onun bulunduğu yerlerde insanların insan kokusunu alamadıklarını anladığı gün, dünyasını da yitirir. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına onun için sanki insanmış izlenimini verebilecek kokular sürünmektir. Toplum içinde bireyselliğini hiçbir zaman edinememiş toplum tekini, kendi benliğinin dışında her şeyi yaratabilmiş dâhiyi sergileyen bu görkemli alegorinin olağanüstü bir akıcılıkla erişilen son bölümü, benzeri herhalde ancak bir Kafka'da görülebilecek bir insanlık trajedisinin simgesidir.
Yazar:
Patrick Süskind
Patrick Süskind
Çevirmen:
Tevfik Turan
Tevfik Turan
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 29 dk.Sayfa Sayısı: 264Basım Tarihi: Nisan 2018İlk Yayın Tarihi: 1985Yayınevi: Can YayınlarıOrijinal Adı: Das Parfum: Die Geschichte eines Mörders
ISBN: 9789755100593Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
264 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kokuların eşsiz gücü!
Bir arkadaşımla konuşurken ona kokulardan bahsediyordum. İnsanlarla ilk karşılaşmamızda  “kanım ısınmadı”, “çok cana yakın buldum”, “çok hanımefendi” ya da “çok beyefendi biri” gibi ifadeler kullanmamızın altında yalnızca o kişinin beden dilinden gelen mesajların ya da konuşmalarının değil aynı zamanda yaydığı kokunun da etkisinin olduğunu
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
Reklam
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Size kokunun beyinde Parietal lobun Area Gustatoriasında işlendiğinden yada Broddman'ın 43.alanında bulunduğundan bahsedersem hem anlamsız olur hem de buradan itibaren kimse okumaz. O yüzden gelin de biraz, görmenin işitmenin ve de hissetmenin yanında yabana atılmış gibi duran ama aslında hakkıya hakkının verilmesi gereken bir duyudan - kokunun
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İNSAN, KOKU VE BÜTÜN MODERN HAYATIMIZ Beş duyu. Görmek,Duymak,Konuşmak,Dokunmak ve Koklamak. Ne yani bilmiyor muyuz neyin tekrarı bu , evet biliyoruz her şeyi bildiğimiz gibi. Yeryüzünde söylenmedik söz kaldı mı ki hem? Beyin öyle bir mekanizma ki, kokuyu sese, görüntüyü kokuya, sesi görüntüye, sözü kokuya, kokuyu görüntüye, dokunuşu kokuya,
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Bu zamanda hiç kimseye güvenip yaklaşmaya gelmiyordu aslında."
Koku
Koku
, Alman yazar
Patrick Süskind
Patrick Süskind
'in ilk olarak 1985 yılında yayımlanan ve o yıl büyük yankı uyandıran, aylarca çok satanlar listesinde zirvede kalan, daha sonra da beyaz perdeye uyarlanan kitabı. Bu bilgi beni şaşırtmadı. Çünkü kitap olay örgüsü ve karakteriyle okuduğum en
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
Reklam
5/10 puan verdi
200 küsür sayfanın ortasına kadar "koku" kelimesini yaklaşık olarak 1000 kere hatta daha fazla okudum diye düşünüyorum. Koku kelimesi dahil birçok başka kelime ve örneklerin arka arkaya tekrarı insanı zorluyor ve üstüne bir de devrik cümleler ile dolu çevirisi eklenince okumak daha da bir zorlaşıyor. Mesela karakter odaya giriyor ve odadaki nesneleri koklayacak ya neredeyse iğne kutusunun içindeki iğneleri bile tek tek yazmadığı kalmış yazarın; kalem, kağıt, bardak, çatal, bıçak, kaşık, tabak, koltuk, çekmece, dolap, yorgan, yastık, terlik, ayakkabı, askılık, askı, kapı, kapı kolu, kapı menteşesi, kapı pervazı gibi her nesneyi her seferinde ama her seferinde tek tek sayması ve üstüne parfüm yaparken gül kokusu, lavanta kokusu, karanfil kokusu, papatya kokusu, gül yağı, keten yağı, o yağı, bu yağı, şu yağı, o kokusu, bu kokusu, şu kokusu, şu kokusunun yanındaki nesnenin kokusu gibi her şeyi ama her şeyi defalarca tekrar etmesi beni benden aldı ve o karakterin artık burnunu kırma isteği doldurdu içimi. Eminim şu yaptığım örnekleri okurken sizler de zorlanıyorsunuzdur; sonuçta kitaptaki her kokuyu gül kokusunu, lavanta kokusunu, karanfil kokusunu, papatya kokusunu, yağ kokusunu, doğa kokusunu, deniz kokusunu, insan kokusunu, balık kokusunu, tuz kokusunu, koku kokusunu vs. saydıkça saydım.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Patrick Süskind'in uçuk romanı, konusu şimdiye kadar okuduğum en özgün konulardan biri. Olay, 18. yüzyıl Fransasında geçer; kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille ise tüm insani duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Bir yandan ucube bir seri katilin dehşet veren hikayesi. Diğer yandan doğuştan şanssız bir dahi olan Jean-Baptiste Grenouille’nin toplum içerisinde var olabilme savaşı. Patrick Süskind çok tanınan bu romanında başarılı bir polisiye hikayeyi büyülü gerçekçiliğin çarpıcı örneklerinden biri haline getirirken, görkemli bir insanlık trajedyası
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Koku...
Yazar Patrick Süskind' in alışılmışın dışındaki konusu (spoiler vermeden) ve tarzıyla yıllar sonra bile unutulmayacaktır bundan şüphem yok. Yarına kalmanın en önemli yollarından biri de özgünlüktür. Özgün bir yazar Süskind. Baş karakter Jean-Baptiste G. bana bi yandan Kafka' nın toplumsal yalıtılmışlığın simgesi böceğini anımsatmadı değil. Topluma olan öfkesinin Koku' sunu aldım açıkçası. Bizler bireyselliğimizin yanısıra bir nev-i toplumumuzun da ürünü değil miyizdir? Birbirine muhtaç olan insanların oluşturduğu toplumdan soyutlama yoluna giden bir bireyin bu davranışının açıklaması nedir??? Can Yayınları gibi bir yayınevinden ve Tevfik Turan gibi bir üstadın beni çileden çıkaran çevirisi zaman zaman kitaptan kopmama neden olsa da "iyi ki" dediğim kitaplar arasında kalacaktır. Bana göre yazar kadar olmasa da "çeviri" nin önemi hayatidir. Final beklemediğim türdendi. Aklım hala final kısmını yapamayanlarda (: Bence kendisini toplumdan soyutlayan insanların toplum için önemi çok büyüktür. En sevdiğimiz yazarların acılarını okurken alkışlan insanları düşünüyorum. Çoğumuz kalabalıklar içinde yalnızlıklar yaşayan o insanları tanıyoruz. İçimizdeler. İnsanlarımızın "Popilst kültür" ün "o insanlardan uzaklaş" fısıltısının kurbanı oluşu... Neyse... Yeni kitaplara yelken açmak üzere... ~kitapla kalın~
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.