Bazı kitapların konusu okuyana göre değişiyor. Yani algı da seçicilik, bu da öyle bir kitaptı. 24. Yüzyıl başları diye başlayınca basım hatası zannettim. Değilmiş tabiki. Bir prensin köleye ölümüne aşkı, toplum kuralları ve insanların dünya da özgürce yaşadığı bir çağda krallıkla yönetilen ütopik bir ülkeden bahsediliyor. Aşk ve masal olmasının dışında satır aralarını okumak daha zevkliydi. Yani İnsanın insan olduğu, köleliğin ne kadar canilik ve haksızlık olduğu, özgürlük için verilen mücadelelerin zorluğu işin içine aşk karışınca tam bir kaos oluyor. Aslında kitabın kahramanı bence Marion du. Prens ya da jaymie değil. Davranış ve karakter olarak kraldan bile asil bir duruşu vardı. Akıcı bir dili olan yazar sayfa sayısına rağmen kitabı sıkılmadan çabucak bitirmenizi sağlamış. Ve kitaptan bir sözle bitirelim," hayal ettiğin kadardır herşey..." iyi okumalar...