‘Tarih’e biraz yaklaştığı söylenegelen Yahya Kemal'in ilginç konumu üzre benim öteden beri kuşkularım vardı. Geldik 1959’a. Üç adlı bir hoca eski Park Otel söyleşilerinde bulunmuş ve ‘Devlet Şairinin ağzından duyduklarını yazmıştı (canım yazı! canım Gütenberg Galaksisi!) Kitaptan Yahya Kemal’in Osmanlı tarihinin gerçek bamtelleriyle ilgilenmediği ve tarih yerine fanteziler kurduğu, tarihsel fıkralar anlattığı ortaya çıkıyordu Herhan gi bir geleceğe açılan (tehlikeli ya da tehlikesiz) ‘görünge, ‘işletilen yürürlük’, özel bir perspektif yok. (Onun kendisi de, şiiri de ‘laik’tir evet.)
“Demek yasalar da yetmemiş,
ölüm şairlerle toplu fotoğraf
çektirmek istiyor. Hoşgörünün
törel ve yasal sınırlarını paramparça ederek aşmış bir düşünceyi köşeli bir büyük ayraca alacaklar. Alırlar!”
Kimi insanlara tebelleş olmak, kimi bamtelerini başlara kakmak
iyidir. Ağaçkakan gibi, 'insankakan!
16
Her zaman ve her ülkede toplum sorunlarına birinci elden (ve kestirmeden) eğilen yazarların ayrıcalığı olur.
19
“Demek yasalar da yetmemiş,
ölüm şairlerle toplu fotoğraf
çektirmek istiyor. Hoşgörünün
törel ve yasal sınırlarını param-
parça ederek aşmış bir düşün-
ceyi köşeli bir büyük ayraca
alacaklar. Alırlar!”
Ben toplumcu şiir, toplumcu olmayan şiir diye şiire kaftanlar biçmeyi anlamıyorum. Şiir yapısı gereği ayrımlara gelmez, karşıdır ona. N e demektir toplumcu şiir'? Şiirin kendi dışında böyle bir şey var mıdır? Dünya şiirinde bizdeki gibi böyle bir ayrım yoktur. Dün yada toplum sorunlarına ağırkk veren ozanlar vardır. Ama buna hiçbir zaman- bir ayrıcalık olarak bakılmaz. .Ozanın dünya karşısında aldığı kendi kişisel tavrıdır bu. Bu yüzden büyük diye bakılmaz ona.