Gazetecilerin en eskisi.
- Siz acemi bir belediye başkanısınız, dedi. Siz bizim söylediklerimize yazdıklarımıza boşverin. Biz gazetelerimizi satmak için muhalefet yapmaya mecburuz. Eh falanı eleştirirsek olmaz, filanı yersek başımız belaya girer. Feşmekanı eleştirirsek mahkemeye verir. Öbürü yalanlama gönderir, beriki kızar. En yumuşağı belediye olduğu için, biz de belediyeye yükleniriz. Biz bitli akasya dediğimiz zaman, falan makamı kastederiz. Yollar dar dediğimiz zaman maksadımız filan yerdir. Çukur deyince, söylemek istediğimiz başka bir şeydir.
Bu öğlen uykuları rüyası bir başka oluyor. İnsan hem rüya görüyor, hem de rüya gördüğünü biliyor. Tok karnına uykuda rüya görmek, politika hayatı gibi bişey...Hem çıkıyorsun, yükseliyorsun, hem de ineceğini, düşeceğini biliyorsun.
- Affedersiniz , ne dağıtıyorlar burada?
- Vallahi bendeniz de bilemiyorum. İki saattir buradayım , kimi otomobil lastiği diyor , kimi gaz diyor.
- Otomobil lastiğini n'apiyim?
- Amma yaptın be teyze! Lastiğini veren Allah , elbet otomobilini de verir.
- Bari dört lastiğini de veriyorlar mı?
- Onu bilmem. İçeri girenler çıkmıyorlar ki...
— Çünkü muhalifler, inat olsun diye, durup dururken, kuyruk oluyorlarmış. Memlekette kıtlık var, desinler diyerekten, hiç yoktan kuyruk icad ediyorlarmış.
Gözlüklü olanı ,
- Arkadaşlar , dedi bu birdenbire karar verilecek iş değil. İyice düşünüp taşınmak gerekir.
İçlerinden en genci ,
- Evet , dedi , çok iyi düşünmeliyiz. Kendi elimizle kendi başımıza püsküllü bela almıyalım.
Yüzü çilli adam ,
- Önce şunu düşünelim , dedi biz şimdikinden memnun muyuz?
Hep birden ,
- Değiliz! dediler.
O tekrar sordu :
- Neden memnun değiliz?
Gözlüklüsü ,
- Deli birader , dedi , herif deli...
Öbürleri ,
- Evet , deli!... Zır deli!... diye tekrarladılar.
Çilli adam ,
- Tamam , dedi , mesele burada işte. Yeniden bir deli seçmiyelim.
Şişman göbekli adam.
- Bundan önceki de deliydi , dedi.
- Daha önce ki de...
- Ondan daha önce ki de...
- Ben bildim bileli , bunlar hep delidir.