İnsanların yozlaşmadığı bir yerde kargaşaların ve diğer zorlukların zarar vermediği sonucuna varılabilir. Ancak yozlaşmanın olduğu yerde düzenli kanunların bir yararı yoktur.
Ancak insanlar umutlarının sınırlarını nereye uzatacaklarını bilmeyerek hata yaparlar ve kaynaklarını değerlendirmeden bu umutlara bel bağlayınca mahvolurlar.
Dinin temelleri hakkında düşünen ve dinin şimdiki uygulamasının ne kadar farklı olduğunu gözlemleyen bir kişi, dinin yıkılışının ya da lanetinin yakın olduğunu hiç kuşkusuz görecektir.
Özellikle yazarlar tarafından övülen Sezar'ın ihtişamıyla kendini aldatan hiç kimse yoktur, çünkü onu övenler, Sezar'ın zenginliği ile yozlaşmıştır ve yazarların kendisi hakkında özgürce bahsetmesine izin vermeyen, onun adı altındaki imparatorluğun uzun sürekliliğinden korkmuşlardır. Yazarların Sezar hakkında özgürce neler söyleyebileceğini bilmek isteyenler, onların Catilina hakkında yazdıklarına baksınlar. Sezar'ın yaptıkları için ne kadar kınanması şartsa, kötülük yapmaya niyetlenen birine göre kendisinden daha çok nefret edilmesi de o kadar şarttır. Tarihi okuyan bir kişi, aynı zamanda Brutus'un ne kadar çok takdir edildiğini görecektir; öyle ki gücü nedeniyle Sezar'ı kınayamayanlar, onun düşmanını övmüştür.
Ayrıca tarihi okuyan bir kişi Sezar'ın askerlerinin ya da birçok birliğin Titus, Nerva, Trajan, Hadrai Trajan, Hadrian, Antonius ve Marcus Aurelius'u korumak için gerekli olmadığını, çünkü geleneklerinin, halklarının iyi niyetinin ve Senato sevgisinin onları koruduğunu görecektir. Okuyan kişi, Doğu ve Batı ordularının Caligula'yı, Nero'yu, Vitellius'u ve diğer birçok habis imparatoru, onların kötü uygulamaları ve şeytani hayatlarına karşı ayaklanan düşmanlardan kurtarmak için yeterli olmadığını da görecektir.