Zavallı Alice neredeyse hiçbir şey yiyemedi, sürekli ya bizim için ya da onun için çeviri yapmak zorunda kaldı. O da balık aldı. Bence onunla aynı olsun diye. Ancak o zaman bir yabancıyla konuşacak pek bir şeyin olmadığını gördüm. O kendi işlerini, biz ide kendimizinkileri biliyoruz. Onun bizim sefil emekli maaşlarımız ilgilendirmiyor, biz ise oralarda işlerin nasıl gittiğini bilmiyoruz. Ne diyeyim, bayağı zordu...