Merhaba dostlar;
Bursa okuma grubu olarak şubat ayında 22.kez buluştuk.
i.hizliresim.com/16p2EG.jpgi.hizliresim.com/v6aQPp.jpg
Haydi toplanın da https://1000kitap.com/yazar/Ismail-Guzelsoy eşliğinde gerçekleşen buluşmada neler olmuş göz atalım hep birlikte. Bu yazıyı okuyan sen; dilersen youtu.be/x_Ut87lWvvo bu
TUTUCU SOSYALİZM YA DA BURJUVA SOSYALİZMİ
Burjuvazinin bir kesimi, toplumsal aksaklıkları gidermeyi, böylelikle burjuva toplumun sürekliliğini güvence altına almayı arzular.
Bu kesimde: "iktisatçı"lar, yardımseverler, insaniyetperverler, emekçi sınıfların durumunu iyileştirmek, hayır işleri örgütlemek, hayvanlara eziyete son vermek isteyenler, ifratlardan kaçınma derneği kurucuları ve her türden, her renkten ıvır zıvır reform yandaşları yer alır. Ve bu burjuva sosyalizmi, dört başı mamur sistemler haline bile getirilmiştir.
Örnek olarak, proudhon'un "philosephie de la misere ( sefaletin felsefesi )"ni analım.
Sosyalist burjuvalar, modern toplum yaşam koşullarını isterler, ama o koşulların zorunlu olarak getirdiği mücadeleler ve tehlikeler bulunmaksızın isterler. Onlar varolan toplumu isterler, ama bu toplumu devrime uğratacak ve dağılmasına yol açacak öğeler "hesaptan düşülmüş" olarak isterler. Onlar, proleteryasız burjuvazi isterler. Burjuvazi, kendisinin egemen olduğu dünyayı elbette en iyi dünya olarak tasarlar. Burjuva sosyalizmi de bu iç rahatlatıcı tasarımı az çok tamamlanmış bir sistem halinde geliştirir. Burjuva sosyalizmi, sistemlerini gerçekleştirmesi ve yeni kudüs'te yerini alması için proleteryaya çağrıda bulunurken, aslında ondan yalnızca, şimdiki toplumun sınırları içinde kalmasını, ama bu toplum hakkındaki ikinci tasarımlarından vazgeçmesini talep eder.
Friedrich Engels üzrine makaleler araştırmalar yapıp kitaba başlayacaktım ki bir hafta daha ertelenmek zorunda kaldı. Bugün okuma etkinliği halinde herkeslerin okuduğunu görünce içim bir tuhaf oldu. Hele birkaç yorumda komünist olacağım herhalde yazıldığını görünce daha da bir tuhaf hissettim. Neyse ki bu hafta da okuyamayacağım..
“Karşılaşılan bölünmeler, iyi örgütlenmiş sınıf mücadelesi şöyle dursun, ortak bir politika umudunu bile hayal etmeyi gitgide daha güçleşiyor. Özellikle hızla kentleşen kalkınma yolundaki dünya kent...”