Konuş, Hafıza

Vladimir Nabokov

Konuş, Hafıza Sözleri ve Alıntıları

Konuş, Hafıza sözleri ve alıntılarını, Konuş, Hafıza kitap alıntılarını, Konuş, Hafıza en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uyku, dünyadaki en aptalca kardeşlik; son derece ağır koşulları ve kaba ritüelleri var. Alçaltıcı bulduğum bir zihni işkence, uyku. Ne yazık ki çoğu zaman, yazmanın yoruculuğu ve tüketiciliği, bir-iki saat boyunca korkulu düşler görmeme sebep olan güçlü bir hap yutmak zorunda kalmama, yahut gün ortası uyuklamalarının gülünç rahatlatıcılığına razı olmama yol açıyor, tıpkı ötenaziye özlem duyan sefih bir moruk gibi; ama aklın, insanlığın, dehanın, geceleri bana ihanet etmesine alışabilmiş değilim. Ne kadar bitkin olursam olayım, bilincimden kopmak, bana anlatılmaz ölçüde rahatsız edici geliyor.
Ne zaman bir insana olan sevgim hakkında düşünsem, sevgimden -kalbimden, şahsi bir maddenin nazik çekirdeğinden- çıkıp, evrenin inanılmayacak kadar uzak noktalarına erişen ışınlar çizmek eğilimindeyim. Bir şey beni, aşkımla ilgili bilincimi, nebulaların davranışı ile (uzaklıkları içinde bir tür delilik sergiler gibidirler), ebediyetin korkunç tuzaklarıyla, bilinmeyenin ötesindeki bilinemezle, çaresizlikle, uzay ve zamanın soğuk, hasta edici karmaşıklıkları ve iç içe geçmişlikleri gibi, tasavvur edilemeyen ve hesaplanamayan şeylerle ölçümlemeye sevk ediyor. Bu akla ziyan bir alışkanlık ama elimden gelen bir şey yok.
Sayfa 292
Reklam
Rüyalarımda gördüğüm ölmüş insanlar, eski aziz, parlak hallerine benzemeyen şekilde sessiz, dertli ve tuhaf şekilde kederlidir. Onları, bu dünyada var oldukları sırada hiç gitmedikleri ortamlarda, hiç tanışmadıkları bir arkadaşımın evinde izlemek beni şaşırtmaz. Ölüm bir ayıpmış, utanç verici bir aile sırrıymış gibi, bir köşede yere bakarak otururlar. Ölümlülük böyle zamanlarda -rüyalarda- değil, büyük neşe ve başarı anlarında, bilinç en yüksek terasına çıkmışken, bir gemi direğinden, geçmişten ve geçmişin kalesinden, kendi hudutlarının ötesine bakma şansını yakalar. Ve sisin içinde fazla bir şey görmek mümkün olmasa da, insan bir şekilde, doğru yöne baktığını hissedip mutlu olur.
Dört yaşındayken oynadığım oyunların arka planında, girdiğim ilk mağara vardı (Freud'cu mistiklerin tahmin ettikleri şey değil).
Yaşamdan tat almanın koşulu, onun tadını haddinden fazla çıkarmamaktır.
Hafızanın gösterdiği sapkınlıklardan en beteri şu ki, bu hafı­zanın hem sahibi hem de kurbanı olan ve bir otobiyografi yazmaya hiç yeltenmemesi gereken bendenizin, geriye dönük ola­rak, yaşıyla asrını eşit saymaya meyletmesine sebep oluyor.
Sayfa 11 - İletişim Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
Reklam
Annemin özenle uyduğu basit kural, bütün ruhuyla sevmek ve gerisini kadere bırakmaktı.
Sayfa 37 - İletişim Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
Anılarda kaldığı sürece...
Her şey olması gerektiği gibi, hiçbir şey değişme­yecek, kimse asla ölmeyecek.
Yaşamdan tat almanın koşulu, onun tadını haddinden fazla çıkarmamaktır
İlk bakışta sınırsız gibi görünen zamanın, bir hapishane olduğunun önceleri farkında değildim.
Reklam
İnsan geçmişiyle yaşarken kendini hep evinde hisseder
Sayfa 112Kitabı okudu
İlişkimiz içinde, karşılıklı olarak dillendirmeyi âdet edindiğimiz saçma ifadeler, komiklik olsun diye yanlış söylediğimiz kelimeler, taklit ettiğimiz kimi tonla­malar ve ailevi mutluluğun gizli şifresini oluşturan özel şakalar, önemli yer tutardı.
Sayfa 188 - İletişim Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
Sağduyu bize, hayatımızın iki sonsuz karanlık arasında görünüp kaybolan bir ışık çakmasından ibaret olduğunu söyler
Sanat ve doğa, büyünün biçimleriydi; her ikisi de karmaşık efsunlama ve kandırmaca oyunlarıydı
Sayfa 121Kitabı okudu
Annem, bir yanılsamayı bozmanın ne kadar acı verici ola­ bileceğini biliyordu. O, en küçük hayal kırıklıklarını, en bü­yük felaketler boyutunda yaşardı.
Sayfa 44 - İletişim Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.