Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk

Maia Szalavitz
Beyinde kendilik duygusunun oluşup gelişmesi veya gelişmemesi kişinin beyninin bu duygudan sorumlu bölümünü ne kadar çalıştırıldığına bağlıdır. Kendilik gelişimi için çocuğun kendi adına seçimler yaparak bu seçimlerin sonucunu yaşaması gerekir. Eğer size tek öğretilen şey kurallara uymanız gerektiği ise, kendinizin ne olduğu ve neyi sevdiğinizi bilebilmenizin pek bir yolu yoktur.
Evrimsel açıdan çok iyi bir nedeni olduğu için korku bizim en ilkel duygumuzdur. Korku olmasaydı atalarımızın çoğu yaşayamazdı. Korku, tam olarak beynin merkezinde doğar ve buradan nörokimyasal dalgalar halinde yayılarak beynin tüm diğer kısımlarını etkiler.
Reklam
Hayatta kalabilmemiz için kısa zamanda çabuk tepki vermemize sebep olan korku bizi aptallaştırır. Eğer süreklilik gösterirse korku bizi olumsuz bir ruh haline sürükler.
İnsanlar için en tehditkar canlılar yine insanlar olduğu için tehlike arz eden bir başka kişinin ses tonu, yüz ifadesi, vücut dili gibi sözel olmayan tehditkar sinyallerini ayrıntılarıyla inceleriz.
Beyin sürekli olarak yeni gelen kalıpları geçmişte kaydedilmiş ilişkilendirmelerle karşılaştırır. Bu eşleştirme işlemi; beynin en alt, en basit ve hatırlayacağınız gibi tehdide tepki veren nöral sistemin doğduğu bölümde gerçekleşir. Bilgi daha üst bölümlere doğru hareket ederken beyin bu dataya ikinci bir kere daha, daha karmaşık gözlerle bakar. Fakat beynin ilk öğrenmek istediği şey bu datanın potansiyel olarak tehlike arz eden bir duruma işaret edip etmediğidir.
Negatif duygular olayları pozitif duygulara göre daha hatırlanır kılar, bunun nedeni olumsuz olayları hatırlamak ve ilerde tekrarlanırlarsa onlardan kaçınmak hayatta kalabilmek için kritiktir.
Reklam
Stres olmadan sistem, dikkat edilmesi gereken yeni bir şey olduğunun farkında olmaz. Başka bir deyişle stres her zaman kötü bir şey değildir. Aslında orta şiddette, tahmin edilen ve belli bir kalıba bağlı ise, bir sistemi daha güçlü hale getirip daha fazla işlevi yerine getirmesini sağlayan şey strestir. Bundan dolayı, o anın kuvvetli bir kasının gücü, geçmişte maruz kaldığı ortalama seviyede stresten kaynaklanır.
Bana özellikle çarpıcı gelen, PTSB'li(post-travmatik stres bozukluğu) yetişkinleri yaralayan deneyimlerin kısa süreli olmalarına rağmen, (genellikle en fazla birkaç saat sürmüşlerdi) etkilerinin bu yetişkinlerin davranışlarında yıllar (hatta on yıllar) sonra bile gözlemlenebilmesiydi. Bu bana Seymour Levine'in farelerde birkaç dakikalık stresin beyinlerini ömür boyu değiştirdiğini gözlemlediği deneyi hatırlattı. Bunun üzerine, tamamen travmatik bir olayın bir çocuğun üzerinde yapacağı etkinin ne kadar daha güçlü olabileceğini düşündüm.
Çocuklar ı mızı korumak isteme­ miz elbette doğal fakat hiç risk almayan çocuklar yetiştirmenin gelecek için o kadar da iyi bir şey olmayacağını anlamamız şart. Sonuçta, en güvenli park salıncaksız, tahterevallisiz, ağaçsız, ço­cuksuz (ve eğlencesiz) bir yer olurdu.
İlişkiler değişimin aracıdırlar ve en etkili terapi insan sevgisidir.
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
Biyoloji genlerden oluşan değiştirilemez bir kader programı değildir. Evrimsel teorilerin tahmin ettiği üzere çevresel faktörlere açıktır.
Ateş insanı hem ısıtır hem yakar, su insanı susuzluktan da kurtarır, boğar da rüzgar insana serinlikte verebilir, zarar da. Aynı şey insan ilişkileri için de geçerlidir. Biz hem yaratırız hem yok edebiliriz, hem besleyebilir hem terörize edebiliriz, hem travmatize edebiliriz hem de birbirimizi iyileştirebiliriz.
ihmal edilmeye başlandıktan sonra tekrar eden, kendi başlarına önemsiz ve küçük kararların birikerek kötü davranışla­rı seçmenin, onun için nasıl kolay bir hale geldiğini ve iyi seçim­lerin onun için artık nasıl ulaşılmaz olduğunu hatırlayalım.
Sayfa 284Kitabı okudu
Ne yazık ki, zengini daha da zengin eden ve geriye kalanla­rı küresel yarışın ağlanna terk eden toplumumuzda başkalarına karşı iyilikseverlik ve temel adalet hisleri tehdit altındadır.
Sayfa 282Kitabı okudu
İlişkiler değişimin aracıdırlar ve en etkili terapi insan sevgisidir.
Sayfa 270Kitabı okudu