Köpek Kalbi
Mihail BulgakovBu kitapta, yaşamı yakından anlayıp en yalın haliyle ama sert, gerçekçi ve derinden anlatan bir yazarın “insan”la tanışma serüveninin izlerini bulmak mümkün. Bulgakov, bir köpek ile bilim insanının yollarının kesiştiği bu hikâyede, Sovyet rejimini ve Sovyet insanı yaratma fikrini hicvediyor.
Kitabın Konusu:
152 sayfa
Yorumlar ve İncelemeler
Rus edebiyatını seven biri olarak Köpek Kalbi beni derinden etkiledi. Sadece bir deneyin değil, insan doğasının, toplumun ve kimlik arayışının çarpıcı bir eleştirisiydi. Bulgakov’un ironi ve hicivle ördüğü bu hikâye, uzun süre aklımdan çıkmayacak.” 
Köpek Kalbi 
Mihail Bulgakov
Köpek Kalbi - Mihail Bulgakov
Rus yazar Mihail Bulgakov’un yazdığı Köpek Kalbi, Şarik ismindeki zavallı bir sokak köpeğinin sıra dışı hikayesini anlatıyor. Sokaklarda aç, perişan gezinen Şarik'in hayatı, bir profesörle tanışınca tamamen değişiyor. Profesör, Şarik'i sahipleniyor, ona bakıyor ancak aslında planı bambaşka.
Profesör, köpeğin üstünde deney yapmak niyetindedir. Bir insanın hipofiz bezini köpeğe naklederek neler olacağını gözlemlemek istiyor. Nakilden sonra köpekte kısa sürede çok büyük değişimler meydana geliyor. Resmen bir insana dönüşüyor. Ancak hipofiz bezi alkolik, küfürbaz ve kaba bir insandan köpeğe nakledildiği için, Şarik arsız, kaba, kimseye saygısı olmayan boş bir insana dönüşüyor ve ismi de Şarikov oluyor.
Şarikov toplum hayatına girince saygısız tavırları, küfürbazlığı ve kültürsüzlüğü haliyle göze batıyor. Profesör başta her şeyi kontrol ettiğini sanıyor ama Şarikov'un bu kötü değişiminden sonra yarattığı şeyle baş edemediğini anlıyor. Kısacası Köpek Kalbi, bir insanda ahlak, eğitim ve kültür yoksa insanlığın da olmadığını anlatıyor.
Sonuç olarak Köpek Kalbi, insan olmanın sadece görünüşle alakalı olmadığını; ahlakın, eğitimin, kültürün kısaca insani değerlerin ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatıyor. Konuları farklı olsa da Kafka'nın 
Dönüşüm kitabına benzettim. Kısa, akıcı ve insanı düşündürten bir kitap. Okumayanlara tavsiye ederim.
Kitaba 7.8/10 puan veriyorum.
Yarım Kalan Bir Potansiyel
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Köpek Kalbi inanılmaz bir potansiyele sahip. Bir köpeğin insana dönüşmesi fikri, yalnızca bilim kurgu açısından değil, toplumsal eleştiri ve psikolojik derinlik açısından da muazzam bir konu. Ameliyat kısmı çok etkileyiciydi, Sharik’in köpekken insan olmaya doğru gittiği o anlar gerçekten güzel işlenmiş. Ama işte o dönüşüm kısmı çok hızlı geçti, ve bir anda Sharik tamamen insan olarak karşımıza çıktı.
Bence burada en büyük kayıp, dönüşüm sürecinin o kadar aceleye getirilmesiydi. Şarik’in insanlaşmaya başladığı o süreç gerçekten daha fazla detay ve derinlik gerektiriyordu. Ne gibi içsel çatışmalar yaşadı, bu dönüşüm onun ruhunda nasıl izler bıraktı? Bu sorulara dair çok daha fazla şey görmek isterdim. Böyle bir dönüşüm hikayesinin bu kadar kısa ve hızlı bir şekilde geçiş yapması, bana kalırsa büyük bir fırsatın kaçırılmasıydı.
Kitabın en güçlü yönü, kesinlikle bu dönüşüm ve insanlık halleriyle ilgili sorgulamaları. Ama bana göre bu kadar ilginç bir temayı daha fazla keşfetmek gerekirdi. Bu dönüşüm süreci daha uzun tutulup, insanlaşan Sharik’in toplumla olan ilişkisi, ruhsal değişimi daha derinlemesine işlenebilirdi. Çünkü Sharik’in yaşadığı dönüşüm, aslında toplumsal bir eleştiriyi de içinde barındırıyordu. Yazar bunu çok hızlı bir şekilde atlatmış ve bence bu büyük bir kayıptı.
Sonuçta, Köpek Kalbi gerçekten ilgi çekici bir hikaye ama bence teması tam anlamıyla kullanılmamış. Daha fazla odaklanarak işlenmiş bir dönüşüm süreci, bu kitabı çok daha güçlü kılabilirdi.
Yazar Hakkında
Mihail BulgakovYazar · 37 kitap
15 Mayıs 1891'de Kiev'de doğdu. 1916'da Kiev Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, fakat birkaç yıl sonra doktorluğu bırakarak hayatını edebiyata adadı. Kiev Şehir Tiyatrosu'nda sergilenen ilk iki oyunu büyük başarı kazandı. İlk eşiyle Moskova'ya yerleşen Bulgakov, 1922-1926 arasında oyun yazmayı sürdürdü, fakat Sovyetler Birliği'nin ideallerini yansıtmadığı gerekçesiyle oyunlarının sahnelenmesi yasaklandı. 1925'te yazdığı hicivli romanı 'Köpek Kalbi' de benzer bir kaderi paylaşarak, Sovyetler Birliği'nde 1987'ye kadar yayımlanamadı. Aynı yıl ilk eşinden boşanarak Lyubov Belozerskaya'yla evlendi. Sanatını icra edememekten bunalan Bulgakov, 1930'da Stalin'e bir mektup yazarak yurtdışına çıkma izni istedi. Fakat bu talebi reddedilen Bulgakov'a Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahne arkasında bir iş ayarlandı. 1938'de, ölümcül hastalığına yakalanmadan hemen önce başyapıtı sayılan 'Üstat ile Margarita'yı tamamladı. 1940'ta böbrek yetmezliğinden öldü. Kitap ilk olarak 1966-1967 yıllarında, dul eşinin çabaları sayaesinde 'Moskva' dergisinde yayımlandı. Kitap olarak 1973'te basıldı.
