İran edebiyatı beni pek sarmaz ama bu romanı okuduktan sonra ön yargılı yaklaştığımı açık bir şekilde görmüş oldum.
Buhranı, buram buram hissedeceğiniz bir roman. Bir insan acısını, bunalımını nasıl bu kadar gerçekçi yansıtır karşısına. Bir ara şiştim, melankolinin dibine vurdum ama merak duygusu kitabı elimden bırakmama engel oldu.
Oryantalist bakış açısını net bir şekilde yakaladığım bir romandı. Buna rağmen yazarın gelişmiş iç dünyasını da hissettiğim iki dünyanın bir arada yaşatıldığı ilginç bir anlatımdı.
Gerçekten zor bir okumaydı bir o kadar da tatmin edici. Zamansız, mekansız karakterden karaktere bürünen bir yazar. Güçlü imgeler ile ardı ardına sanki ateş ediyordu burada Sadık Hidayet.
Bilmiyorum ama kadın olarak bir kadının canice katledilişi bile ona antipati duymama sebep olmadı. İlginç değil mi? Gerçekten anlatıldı mı, anlaşıldı mı, yoksa bizimle saklambaç mı oynadı? Tartışılması gereken bir roman. Sizi yormayacak kadar küçük ama okyanuslar kadar derin ve devasa bir eser. İran Edebiyatının ufku geniş yazarı Sadık Hidayet' in 'Kör Baykuş' romanını tavsiye ediyorum.