Kör Baykuş kitabın yarısına kadar iyi bir şekilde geldim ama yarısından sonra sinir krizi geçiriyor gibi oluyorum zar zor okuyorum çünkü feminist kimliğimi bir köşeye bırakıp okumak aşırı zor. Tamam karakter çok da aklı başında biri değil ama cidden sinir oldum. Devam edebilecek miyim bilmiyorum.
Lâkin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. Evet ben gölgem için yazıyorum, gaz lambasının duvara yansıttığı gölgem için. Kendimi ona tanıtmalıyım.
Sâdık Hidâyet
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de devası da yoktur bu dertlerin.
Sâdık Hidâyet