Güney Kore kültürüne, dizilerine, müzik piyasasına ilginiz varsa bu kitap mutlaka dikkatinizi çekecektir.
Kitapta, Kore'de yaşayan Türk kızı Bahar ile her gün gittiği kafenin çalışanı olan Han byul'ün hikayesini okuyoruz. Yani bir nevi kebap ile kimchi :) Hikaye Han byul'un ağzından anlatılıyor. Her gün farklı saç rengine bürünen bu tuhaf kız, karalar bağlamış Koreli çocuğa iyi gelecek mi dersiniz? Okuyup görmek lazım...
Yer yer Yeşilçam dramına bağlasa da genel olarak romantik komedi türünde bir k-drama izliyormuş hissi veriyor kitap. Eğlenmesine eğlendim fakat o son yok mu aagggh... Hiç beklemediğim bir son karşıladı beni. Yıkıldım.
Kitabı okumaya devam ederken ne hissederseniz hissedin, hislerinizi tam olarak tanımlayan son sayfalar oluyor. Aslında ana karakterimiz Bahar'a pek ısınamadım ben.. Han byul deseniz onun da ben de özel bir yeri olmadı. Ayrıca karakterlerin duygu geçişleri çok keskin geldi AMA son satırlarda duygulandım mı? EVET aynen öyle, ağlıyordum...
Yani anlayacağınız yazarımız, final vuruşuyla; okurken şurası şöyle, burası böyle diye kendi kendime yaptığım eleştirileri göz ardı edebilmemi sağladı.
Goblin, Secret Garden gibi meşhur dizilere yapılan göndermeler çok hoştu. Ayrıca Kore müzik sektörünün iç yüzüne dair benim de hak verdiğim tespitlerde bulunulmuş.
Sonuç olarak hem eğlenceli, hem duygu yüklü bir kitaptı.