Tarihi roman yazarı olarak tanıdığınız Turgut Özakman’ı unutun ve bu kitap ile bambaşka bir Özakman ile tanışın.
Roman bir aşk romanı; sıradışı, aykırı, yasak ve cesur…
Anne babasız, babaanne ve anneanne evinde büyüyen bir erkek çocuğunun başlangıçta anne-arkadaş-dost sevgisi duyduğu tiyasına (yengesi) karşı olan duygularının zaman geçtikçe ve ilk gençlikle bir kadın-erkek aşkına dönüşümünü okuyacaksınız.
Kitabın arka fonunda çoğunlukla eski Bakırköy’ü, bahçeli, müstakil evleri ve köşkleri olan ve pek de kalabalık olmayan Bakırköy’ü, buluyoruz. İstanbul nüfusunun Rum, Ermeni, Yahudi vb. farklı din ve ırka sahip insanlardan oluştuğu ve bunun pek de normal olduğu zamanlar… İstanbul’un dönüşümü; yeni açılan pastaneler, sinemalar, gazinolar, eski ahşap evlerin yıkılıp yerine yapılan apartmanlar ile 1920-1930 İstanbul’unu bulacaksınız.
Osmanlı'nın son dönemi, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in ilanı ve takip eden ilk yıllar… Cumhuriyet ile birlikte yapılan devrimler; yeni yazıya geçiş, fesin kaldırılması ve şapka kanunu, kadınların yavaş yavaş toplum içinde varlık göstermesi, toplumdaki değişim ve dönüşüm metin aralarında işlenmiş. Bütün bunlar çoğunlukla geri planda kalırken, daha çok aşkın etrafında dönüyor roman.
Bu sıradışı aşkı okurken etik ve ahlak kavramlarını sorgulayabilir, konudan hoşlanmayabilirsiniz. Ama ne derler bilirsiniz; aşk engel ve yasak tanımaz…
Herkese keyifli okumalar…