Bu Zweig eserinde Irene ve yaşadığı korkuyu okuyoruz aynı zamanda onunla birlikte biz de yaşıyoruz. Duygu tahlilleri yine çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Gelelim kitabımıza:
Her şeyi var olmasına rağmen tek düze hayatından sıkılan Irene hayatında yeni bir macera, yeni bir heyecan ister ve bir piyanistle ilişki yaşamaya başlar.
Piyanistin sevgilisi olduğunu öğrendiği kadın tarafından tehdit ve şantaja maruz kalır böylelikle korkuları artar. Bu korku sürecinde aslında evi ne kadar ihmal ettiğini, çocuklarıyla pek ilgilenmediğini, kocasını yeterince tanımadığını, evden ne kadar kopuk bir yaşamı olduğunu ve elindeki imkanları fark eder. Korkunun kölesi olur. Korkuyla birlikte kuruntuları da başlar. Kocasına her şeyi anlatıp bu yükten kurtulmak istesede bir türlü itiraf edemez. Bakınız: “Belki de insan... en çok... en yakınlarından utanıyordur.”
Tavsiyemdir.