(Toplu Eserleri 6)

Korku Üzerine

Jiddu Krishnamurti
Biz insanları gerçekten dinlemiyoruz, yalnızca rastgele dinliyor ve bazı sonuçlara varıyoruz ya da açıkla­malar arıyoruz, ama gerçekte, bir başkasının söylediklerini kesinlikle dinlemiyoruz. Her zaman başkalannın söyledik­lerini yorumluyoruz.
Sayfa 11
Karşılaştırmanın olduğu yerde korkunun olması kaçınılmazdır..
Reklam
“Sonunda yok olup gitmek varsa onca yıl bir şeye ulaşmak için çaba harca­mış olmamın ne anlamı kalıyor ki?”
Korku vardır. Korku hiçbir zaman bir gerçeklik de­ğildir; etkin şimdiden ya önce ya da sonradır. Etkin şimdide korku varsa, bu korku mudur? Korku ora­dadır ve ondan kaçış yoktur, ondan kurtulmak ola­sı değildir. Orada, o gerçek anda, fiziksel ya da psişik bağlamda, tehlike anma karşı tam bir dikkat vardır. Tam bir dikkat olduğunda korku yoktur. Ama gerçek dikkatsizlik olgusu korkuyu doğurur; korku, gerçek olgudan sakındığınızda, bundan bir kaçış olduğunda ortaya çıkar; o zaman kaçışın kendisi korkudur.
Önsöz
Korkuya karşı yalnızca direnmek, korkuyu sona erdirmez. Sözel olarak, entelektüel olarak korkuyu mantıklı kılacak ve buna karşı bir duvar örtecek kadar zeki olabilirsiniz, ama o duvarın arkasında korku sizi sürekli kemirir. Korkudan özgür olmadıkça, doğru bir biçimde düşünemez, hissedemez ya da yaşayamazsınız.
Kendinizi ideolojik, psişik, hatta fiziksel açılardan bir başkası ile karşılaştırdığınızda, onun gibi olmaya çalışırken, olamamak korkunuz vardır. Bu gerçekleştirmek isteğidir, ama gerçekleştirmeye yetkin olamayabilirsiniz. Karşılaştırmanın olduğu yerde, kaçınılmaz olarak korku vardır.
Reklam
Tanrılarınız tanrı değil taştır..
Sayfa 66 - Ayna YayınlarıKitabı okudu
Bir çocuk tam güven ister;ama çalışan anne ve babaların sayısı artıyor, aileler dağılıyor; anne babalar kendileri ile, toplumdaki konumları ile, daha çok para kazanmak ile, daha çok araba, buzdolabı, vb. sahibi olmak ile öylesine ilgililer ki, çocuğa tam güven sağlamaya zaman ayırmıyorlar.
Anlamak için beş kez okumak zorunda kaldım.
İnsan zihni içsel bağlamda psişik açıdan tamamıyla özgür olmadıkça, doğru olanı görmek, korku tarafından yaratılmamış, içinde yaşadığımız toplumun ya da kültürün biçimlendirmediği ve sıkıntı yalnızlık, çaresizlik ve kaygı duygularıyla günlük yaşamın tekdüzeliğinden bir kaçış anlamına gelmeyen bir gerçekliğin olup olmadığını görmek olanaklı değildir.
Bakın, olgunluk bir insanın bütünsel, doğal gelişimini gerektirir; doğal, çelişkili olmamak, uyumlu olmak anlamındadır ve bunun yaşla hiçbir ilgisi yoktur. Korku etkeni, zihnin bu doğal, bütünsel gelişimini engeller.
Reklam
Korku diye birşey yoktur, ancak zihnin yarattığı şeyler vardır. Zihin sığınmak ister, güvenlik ister, zihin çeşitli biçimlerde kendini korumaya yönelik hırslara sahiptir; tüm bunlar var olduğu sürece, korkularınız da olacaktır. Hırsı ve yetkeyi anlamak son derece önemlidir; her ikisi de yıkımın bir göstergesidir.
Korkunun olduğu yerde özgürlüğün olmadığı açıktır ve özgürlük olmadan kesinlikle sevgi yoktur.
Korku, yaşamdaki en büyük sorunlardan biridir. Korkuya kapılmış bir zihin, karışıklık, çatışkı içinde yaşar, dolayısı ile kaçınılmaz olarak şiddet yüklü, çarpık ve saldırgandır.
Yaşamımız boyunca korku içinde yaşarız ve korku içinde ölürüz.
Yaşam bütünü ile eylemdir ve bu eylem parçalanmıştır; eylemin parçalanışı, düşünceleri ve soyutlanışı ile birlikte belleğin sürecidir.
Resim