Cengiz Dağcı'nın dili, alabildiğine sade. Kısacık, süssüz cümlelerle okuru romanın içinde, üstelik nefes bile aldırmaksınız, tutuyor. Gerçekçiliği ile üslubu birbirini tamamlar vaziyette. Vuruculuk, o yalın ve son derece keskin gerçekçilikte.
Romanı okurken işgalin, savaşın, esaretin, kitabın adında pek isabetle vurgulandığı gibi, ne korkunç şeyler olduğunu düşündüm. Ve bu durumların dışında olan insanlar için nasıl da uzak, sanki hiç olmayan şeyler gibi algılandığını... Dünyanın bir yerlerinde birileri birilerine kıyıyor, birileri birilerini tutsak ediyor, zulüm dünyanın bir yerlerinde kol geziyor, at koşturuyor ancak biz duymuyor, görmüyor, duyup gördüğümüzü düşünürken bile aslında zulmün dehşetini sahiden idrak etmiyoruz. Dünyada durmadan yaşanan "Korkunç Yıllar", eğer doğrudan muhatabı değilsek, ne kadar önemsiz bizler için, ne yazık...
"Korkunç Yıllar" sıkı bir roman, sert bir gerçekçilikle kavrıyor sizi, gırtlağınızda bir yumruyla sonuna değin götürüyor. Tavsiye edilir, muhakkak okunmalı.