Her gün batımında geminin güvertesinde sessizce denizi seyreden ve pek fazla konuşamayan Korsan’ı yazarın barut kitabından tanımış ve hikayesini merak etmiştik.
Fatih namı diğer Korsan; küçük yaşta anne ve babası öldürülmüş, yüreği kötülük dolu bir adam tarafından yetiştirilmiş, sevdiği kadının gözlerinin önünde öldürülmesine şahit olmuş, tek gözünü kaybetmiş, geçmişin acısını ve pişmanlığını yüreğinde taşıyan bir adam.
Asuman namı diğer Asu; kötü adamın kızı, baba sevgisinden yoksun, ablası ve annesi babası tarafından öldürülmüş, ayrıca ablasının sevdiği adama yani Korsan’a delicesine aşık bir kadın.
Kitapta babasından kaçan Asu ve ondan nefret etse de onu koruyan Korsan’ın bu kadar öfke ve zorluk karşısında birbirlerine tutunmalarını ve acılarla dolu aşklarının hikayesini okuyoruz.
Asuman’ın karşılık beklemeden Fatih’e duyduğu saf aşkı ve bu aşk için verdiği mücadeleyi, Fatih’in geçmişe olan öfkesi, nefreti, Asu’ya karşı hissettiği duyguları arasındaki gelgitleri, Enis yani Tiryaki’nin sırları ve gemi mürettebatının komik diyaloglarını okurken bazen hüzünlenip bazen de gülmeden yapamıyorsunuz.
Yazar dostluğu, kan olmadan da aile olunabileceğini, en umutsuz görünen olaylarda bile umut olabileceğini, sabrı, sevgiyi, fedakârlığı öyle güzel anlatmış ki hayran olmamak elde değil.
Aksiyonu bol, aşk ve dostluğun mükemmel anlatıldığı güzel bir kitaptı.
Yazarın emeğine sağlık.