Köstebek Posts

You can find Köstebek books, Köstebek quotes and quotes, Köstebek authors, Köstebek reviews and reviews on 1000Kitap.
Fethullahçılar, Türkiye'nin hasmı olan ülkeler için en uygun ve en zengin ajan borsasını oluşturmuşlardır.
Fehtullahçılara göre nasıl Humeyni zorunlu sürgün sonrası bir gün İran'a dönmüşse hocaefendileri de öyle anlı-şanlı bir biçimde dönecek ve doğrudan Çankaya'ya oturacaktır.
Reklam
Fethullahçılar, Türkiye’de Mevleviler, Bektaşiler, Cerrahiler gi­bi salt dinsel inancını yaşamaya çalışan bir cemaat değildir. Uluslara­rası alanda at koşturan, son derecede tehlikeli bağlantılarıyla, ekono­mik kaynaklan ve eğitim kurumlarıyla, Türkiye’nin yüzyüze olduğu en tehlikeli tehdit odağıdır. Örgütlenme modeli itibariyle Türkiye'de bir eşi yoktur; örgütlenme modeli olarak, tamamı C.I.A. denetimin­ deki Moon, Falun-Gong, Scientology gibi tarikatlarla benzeşmekte­dir. Fethullahçılar, mevcut ekonomik kaynaklarını, yapılabilecek en akılcı ve en değerli alana, eğitim yatırımına tahsis ettiklerinden, diğer şeriatçı yapılanmalara kıyasla, ülkemizin sadece bugününü değil, da­ha çok geleceğini tehdit etmektedirler.
Bu arada, devlet adına yaşanılan bir çelişkinin de altının çizilmesi gerekiyor: Cemaat hiyerarşisi­ ne göre, bir polis memuru, bir bekçi ya da bir astsubay üst bir konumda ise, cemaat hiyerarşisinde daha altta bulunan bir Emniyet Müdürü’nün ya da General’in, devlet ya da ku­ rum hiyerarşisini dikkate almaksızın, o kişiye “biat” etmesi, bir başka ifadeyle onun emirlerine harfiyen uyması gereki­ yor. Aynı şekilde, mübaşirin ya da zabıt kâtibinin “imam” ol­duğu bir sistemde, bu mübaşirin ya da zabıt kâtibinin, mürit hâkime emir vermesi, karar dikte ettirmesi gibi bir sonuç do­ğuyor. İşte, tarikatların ya da cemaatlerin güçlenip devlete sızdığı noktalarda, devlet hiyerarşisi resmen çöküyor. Türk Devleti, en önemli zaafını bu noktada yaşıyor...
Bir ülke, büyük bir ülke kalmak istiyorsa, önce iç güvenliğine koşulsuz sahip çıkmak zorundadır. Bunun da olmazsa olmaz koşulu, askeri-sivil, tüm istihbarat kuruluşlarındaki “çürük elmaların” ayıklanmasıdır.
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
"Pirincin İçindeki Siyah Taştan Değil, Beyaz Taştan Korkun"
Necip Hablemitoğlu'nun 2002 yılında kaleme aldığı Köstebek kitabı, Gülen Hareketi'nin (kitapta Fethullahçılar olarak ifade edilmektedir) devlet kademelerindeki yapılanmasını, hedeflerini, söylemlerini ve eylemlerini konu alan bir başyapıttır. Hablemitoğlu, bu kitapta Fethullahçı yapılanmanın derinliğini ve tehlikesini gözler önüne
Köstebek
KöstebekNecip Hablemitoğlu · Pozitif Yayınları · 20181,299 okunma
Reklam
Bu yazı ve haberler, bir başka Batılı devlette yayınlanmış olsaydı, emin olunuz ki, sadece İstihbarat Daire Başkanı değil, sadece Emniyet Genel Müdürü ya da İçişleri Bakanı değil, işbaşındaki hükümetler düşerdi.
Sayfa 238 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
Fethullah Gülen'e 1996'dan itibaren resmi koruma tahsis eden ve hatta ABD'ye zorunlu hicreti sırasında yanında resmi korumasını götürmesine de izin veren, süresini uzatan Emniyet makamları, bu olayda ne yapması gerekirken, ne yapmıştır? İşte, bu sorunun acı yanıtları: Türk ulusunun verdiği vergilerle maaş alan; Türk Devleti tarafından yetiştirilerek komiser rütbesi ve üniforması verilmiş; Türk Devleti'nin ve vatandaşlarının güvenliğinden birinci derecede sorumlu; kamu güvenliği için canını feda etmeye yemin etmiş bir Emniyet mensubu kalkıyor, yasadışı bir dinsel yapılanmayı koruma uğruna, devleti ve rejimi savunan bir Cumhuriyet aydınına tuzak kuruyor, bir başka ifadeyle emniyeti suistimal ediyor... Bu olay, bırakalım bir Batı ülkesini, sömürge konumundaki bir Afrika Devleti'nde bile olsa, zanlının suçu sabit oluncaya kadar, yargılama sürecinde açığa alınır, bu arada işbirlikçileri soruşturulur, bulunur ve gereği yapılır. Ya bizde? Söz konusu komiserin, Emniyet içinde başka işbirlikçileri olabileceği hususu hiç araştırılmış mıdır? Aksine, işbirlikçilerin açığa çıkarılması yerine, bunların mağdurun üzerine daha da baskı uygulamalarına, zan altında bırakılmalarına -halk deyimi ile- çanak tutulmuştur.
Sayfa 164 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
İnternet ortamında faaliyet gösteren fethullahçıları deşifre etmenin en kestirme yolu, hocaefendilerini ya da Said Nursi'yi ad vererek, açıkça eleştirmektir. Sadece Türkiye'den değil, dünyanın neresinde fethullahçıların okulu, dersanesi varsa, buralardan eşzamanlı tepkiler yağacaktır. Bu müritlerin bir diğer ortak yönü de, tamamının hocaefendilerini övdükten sonra, "ben fethullahçı değilim ama..." diye başlayan, kendilerini aklama gayreti ve çabası içine girmeleridir. Bugüne kadar, bir tek fethullahçı, dürüstlük gösterip, gerçek kimliğini kabullenmemiştir. Bu olgu, takiyye denilen dinsel kılıflı sahtekârlık ve ikiyüzlülüğün, fethullahçıların adeta iliklerine işlediği sonucunu ortaya koymaktadır.
Sayfa 137 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
MİT Müsteşarlığı'nın boşalması ile yerine düşünülen Miktad Alpay, Türkiye Komünist Partisi (TKP) yanlısı olarak bilinmekte, eğilimini ve eğrisini işine yansıttığı aynı çevrelerce kabul edilmektedir. Benimsediği marksist ideolojiden bugün ateistligini sürdürmekte, Türkiye'de islamı andıran ve inancı çağrıştıran, her türlü kişi ve kuruluşlara karşı radikal bir cüretle, fanatik bir duygusallıkla kara çalmakta, tahrikkâr ifadelerle MEDYA'da kampanyayı sürdürerek objektifliğini yitirmiş bir şekilde yanlış değerlendirmelerde yanıltıcı kararlara varılmasına neden olabilmektedir.
Sayfa 131 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
760 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.