Eichmann Kudüs'te

Kötülüğün Sıradanlığı

Hannah Arendt

Kötülüğün Sıradanlığı Posts

You can find Kötülüğün Sıradanlığı books, Kötülüğün Sıradanlığı quotes and quotes, Kötülüğün Sıradanlığı authors, Kötülüğün Sıradanlığı reviews and reviews on 1000Kitap.
Siyasal ve psikolojik açıdan, bu olayın en ilgi çekici tarafı belki de Alman yetkililerin Danimarka'da oynadığı rol, yani Berlin'den gelen emirleri göz göre göre sabote etmeleriydi. Bildiğimiz kadarıyla, Nazilerin açık bir yerli direnişle karşılaştığı tek vaka bu ve görünüşe göre bu direnişe maruz kalanlar sonuçta bu konudaki fikirlerini değiştirdiler. Anlaşılan koca bir halkın yok edilmesini, olayların doğal bir sonucu olarak görmüyorlardı artık. İlke düzeyinde direnişlerle karşılaşınca, "sertlikleri" güneşte kalmış tereyağı gibi eriyip gitmişti; hatta sahiden cesaret göstermeye bile başlamışlardı. "Sertlik" idealinin -belki de bir insan bunu yapamaz diyeceğiniz birkaç vahşet dışında- ne pahasına olursa olsun uyuma duydukları amansız arzuyu gizleyerek kendilerini kandırmalarını sağlayan bir efsaneden başka bir şey olmadığı, Nürnberg Duruşmaları'nda iyice meydana çıktı.
Sayfa 182Kitabı okudu
Danimarka, İsveç, İtalya ve Bulgaristan gibi ülkeler antisemitizmden neredeyse hiç etkilenmedi; ama coğrafi açıdan Almanya'nın etki alanına giren üç ülkeden sadece Danimarka, Alman efendilerine bu konu hakkında gerçekten ne düşündüğünü söylemeye cesaret etti. İtalya ve Bulgaristan, Almanların emirlerini sabote etti ve karmaşık bir oyunu ikiyüzlü, riyakar davranarak oynamaya çalıştı; marifet isteyen bir oyundan alnının akıyla çıkıp kendi Yahudilerini kurtardı, ama Yahudi politikasına asla karşı çıkmadı. (...) Tekliflerinin reddedilmesi karşısında Almanlar şaşkına dönmüş olmalı; zira bir hükümetin, kesinlikle vatandaşlığa kabul etmediği, hatta çalışma izni bile vermediği insanları koruması çok "mantıksızdı". (...) Danimarkalılar Alman yetkililere, devletsiz mülteciler artık Alman vatandaşı olmadığına göre, Nazilerin, Danimarkalıların rızası olmadan bu mülteciler üzerinde hak iddia edemeyeceğini söylediler. Devletsiz olmanın bir işe yaradığı ender durumlardan biriydi bu. Yine de Yahudileri kurtaran sadece devletsiz olmaları değildi elbette, bilakis Danimarka hükümetinin Yahudileri korumaya karar vermiş olmasıydı.
Sayfa 178 - 179Kitabı okudu
Reklam
Kant'a dair
Yasalara bağlı olmak insanın salt yasalara uyması anlamına değil, uyduğu yasaları kendisi koymuş gibi hareket etmesi anlamına da gelir. Ancak görev duygusunun ötesine geçince başarılı olunacağı inancının kaynağı budur.
Sayfa 144Kitabı okudu
"Tanınmış" Yahudiler meselesi Almanya'da hala unutulmuş değil. Gazilerden ve diğer imtiyazlı kategorilerden bahsedilmezken, bu uğurda onca Yahudi kurban edildiği halde, "ünlü" Yahudiler hala üzüntü konusu. Özellikle de kültürlü elitler arasında, Almanya'nın Einstein'ı kapı dışarı etmesinden çok büyük bir üzüntü duyduğunu hala açık açık dile getiren insanların sayısı az değil. Gel gelelim bu insanların fark etmedikleri bir şey var: Dahi olmasa da, küçük Hans Cohn'u karşıdan ateş edip öldürmek, birini kapı dışarı etmekten çok daha büyük bir suç.
Sayfa 141Kitabı okudu
"Eylemlerin kelimelerden daha etkili olduğunu" söyledi, "kelimeler işe yaramazdı"; durumun gerçekliğiyle ilgisi olmayan klişelerle konuşuyordu -halbuki "salt kelimeler" bile eylem olabilirdi.
Sayfa 138 - 139Kitabı okudu
Kendisinin de ifade ettiği gibi, Eichmann'ın vicdanını yatıştırmasında en çok işe yarayan unsur, etrafta Nihai Çözüm'e karşı çıkan bir kişi, tek bir kişi bile olmamasıydı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Alman halkının ezici bir çoğunluğu Hitler'e inanıyordu -hatta Rusya'ya saldırdıktan ve korkulduğu gibi iki cephede de savaşmaya başladıktan, ABD savaşa girdikten, Stalingrad yenilgisinden, İtalya savaştan çekildikten ve Fransa çıkartmalarından sonra bile.
Sayfa 107Kitabı okudu
Muhalefet hareketi hala faşizme karşıydı ve Sol'un tekelindeydi. Sol'un, prensipleri nedeniyle ahlaki meselelere pek anlam yüklememesi, hatta Yahudilere zulmedilmesine hiç aldırış etmemesi; Yahudilerin eziyet görmesini salt sınıf mücadelesinden "sapma" olarak değerlendirmesi, siyasi manzaranın tamamını belirliyordu.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bir keresinde tek alternatifinin intihar etmek olduğunu söylediği doğruydu ama bu söylediği koca bir yalandı; çünkü imha mangası üyelerinin işten ayrılmalarının çok kolay olduğunu ve bu durumun kendileri açısından ciddi sonuçlar doğurmadığını biliyoruz. (...) "Tayin başvurusunda bulunarak herhangi bir görevden kurtulmak mümkündü. Kuşkusuz bazı özel durumlarda disiplin cezasına hazırlıklı olmak gerekirdi. Ne var ki, insanın hayatına yönelik bir tehlike söz konusu bile değildi."
Sayfa 100Kitabı okudu
Savaş sırasında, Alman halkının tamamı üstünde en çok etkili olan yalan, "Alman halkının kader savaşı" sloganıydı. Hitler'in veya Goebbels'in bulduğu bu slogan, insanın kendini aldatmasını üç açıdan kolaylaştırıyordu: Birincisi, bu savaş aslında savaş değil, demeye getiriyordu; ikincisi, savaşı başlatan Almanya değil, kader olmuştu; üçüncüsü, bu savaş Almanlar için bir ölüm kalım meselesiydi -ya düşmanlarını yok edeceklerdi ya da kendileri yok olacaklardı.
Sayfa 62 - 63Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.