"Durmadan ölümden söz etsen de ölmüyorsun."
"Hayır, öleceğim. Ama önce son şarkımı söylemeliyim. Kiminin ölüm şarkısı uzun, kimininki kısadır. Nedir, aralarındaki fark sadece üç beş sözcüktür."
Acılara dair kararlar veren düşünce acıdan kavrularak ilerliyor, acıyı katlayarak ve bundan bir yarar sağlamayarak yukarı çıkıyordu. Yanıp kül olan bir evin temelindeki mimari hataların ilk kez farkına varılışı gibi.
"Şu şehirde yaşayanlar da ne garip insanlar! Bir düşünün,
hiç uyumuyorlar."
"Neden?"
"Neden olacak, hiç yorulmuyorlar."
"Neden yorulmuyorlar?"
"Çünkü hepsi salak." "Salaklar yorulmaz demek?"
"Salaklar yorulur mu hiç?”