Bazen, daha sabahleyin kalkar kalkmaz, eski, solgun ve altımdaki çarşaf kadar buruşmuş buluyorum dünyayı.
Öylesine suya konulmuş ve konulduğu bardağın içinde unutulmuş bir çiçek sapı gibi, rengi atmış yapraklarımın arasında bükülüp duruyorum;
ruhumu bir türlü çıkaramıyorum kapandığı evden..