Üretim ile eğitimin kaynaştırıldığı, okuldan mezun olanların sadece öğrencilerin değil toplumun eğitmeni olduğu, dönemin Milli Eğitim Bakanı tarafından yönetilen köy enstitüleri projesi hakkında tüm detayları içeren güzel bir kitap. Kitapta; köy enstitüsünü bitiren bir kişi sadece ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğrendiği belirtiliyor. Dünya klasikleri Türkçeye bu dönemde tercüme edilmiş. Her öğrenci 25 tane klasik eser okuma yükümlülüğünü sahip. Bu dönemde Aşık Veysel köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını göstermiş. Kitap bu çabaları gösteren birçok ismin de tanımasını sağlıyor. Bu sitede kitaplarını severek okuduğumuz birçok yazarın köy enstitüsünden mezun olduklarını bilmek de kitabın başka güzellik ayrıntısı. Mehmet Başaran, Fakir Baykurt ve daha fazla usta yazar resimleri ile tanıtımları var. Okumaya başladığımda köy enstitülerinin kuruluşunun ne kadar güzel başladığına tanık olmak mutlu edici. Ama keşke gerçek bildiklerimiz hep gerçek kalsa diyerek kapatılma nedenlerini okumak da üzücü. Kitapta bir isim varki “yoksulların kurtarıcısı” olarak anılan İsviçreli Pedagog Pestalozzi’ye benzetilen, “Türk Pestalozzi" diye anılan İsmail Hakkı Tonguç...
Kitabın sonunda enstitü öğrencilerinin tiyatro sahnelerinden, halk oyunlarından, müzik aletleri ile provalarından resimlerle buluşacaksınız. Okumanızı tavsiye ederim.