Ben hıc bu kadar doyurucu ,bu kadar akıcı ,bir kitap okumamıstım bu yıl..İncelemeyı kendı duygularımla degil de Fakir Baykurt ‘un duygularıyla yapmaya karar verdım.Bu kitabı en iyi o anlatacaktır sızlere..
Fakir Baykurt özyaşam öyküsünde şu satırları yazacaktı ;
Son kez dolaştım enstütümüz’ü gerçi çok değildi burada geçen yıllarım .Hepi topu dört yıl ,altı ay ,beş gün .Duygularımı seçmeye çalıştım.
İlk iki bucuk yılın tadı hala damağımda .Derslerimi aksatırım ,sınıfta kalırım ,anamın ,köylülerimiz yüzünden düşerim diye bir tek kızla sıcak arkadaşlık yapmadım .Beni sevenlerin sevgisini gönlümce yanıt vermedim .Oysa ne çok isterdim .Bunlardan ötürü içim buruk. Anlamlı yıllardı gene de .Yanlışlarımı düzeltmeyi başardıgım mutlu yıllar .İki yılım baskılar altında kötü geçti kışlı,kıragılı yıllar oldu bunlar .O kıragılı yıllar kavurdu çoğumuzu .Bakanımızı vurdu yere .Ne suçu vardı Hasan Âli Yücel’in ,Hakkı Tonguç’ un ?
üç beş köylü çocuğu aydınlanıp dönsün köylü aydınlatsın istediler .Demek bu işler o kadar kolay değil .Ansızın soğuklar basıyor ,kıragılar çalıyor.Ama biliyorum çalacak çalacak sonra kalamayacak .Köylü çocuklarını okutuyor ,uyarıyor diye kimse öğretmenleri ,müdürleri ezemeyecek.Bakanlar çile çekmeyecek.Gene de güzeldi enstitüm. Onu hem acıyla hem sevinçle düşünüyorum .Bin köşesinde ağacında ,alanında
,yolunda elim emeğim var. Ruh uçup gitmiş boş kovanlar örnegi bir kurum kalıyor geride .Bizden sonraki çocukların mutlu günleri olmayacak sanırım burada..