Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köy Enstitüsü Yılları

Talip Apaydın

Köy Enstitüsü Yılları Sözleri ve Alıntıları

Köy Enstitüsü Yılları sözleri ve alıntılarını, Köy Enstitüsü Yılları kitap alıntılarını, Köy Enstitüsü Yılları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnşaat öğretmenimiz bir şey daha yaptırdı, "Ördüğünüz duvarın karşısına geçip şmyle bir bakın" derdi. "İçinizden bu benim eserim, bunu ben yaptım deyin. O zaman yapıcı hevesiniz artacak, yaptığınız duvardan zevk alacaksınız. İnsan kendi yaptığı eseri daha çok beğenir. Böylece iş sevginiz gelişecek."
Reklam
bilgilerin, hayatta işe yaramayan ezber bilgilerin yetersizliği, süsten öte geçemediği, yaşama bir değer katamadığı söylenmiştir. Boyuna okumamız, ders dışı kitaplara taşmamız Öğütlenmiştir. Öbür yandan Enstitülerin kuruluş yıllarındaki ağır çalışmalar, o günlerin koşulları içinde bir zorunluluktu. İşler normal seyrine girmemişti. Bütçe yetersizliği, yiyeceğimizden giyeceğimize, binamızdan suyumuza, elektriğimize kadar her işimizi kendimiz yapmamızı, yaparken de Öğrenmemizi zorunlu kılıyordu.
Eğitmen denince, ben hep gayret sözcüğünü de birlikte düşünürdüm. Oyle tamamlar bu iki sözcük birbirini.
Temsili ben :))
Kırlara, uzak tepelere, bazen gökyüzüne bir tablo seyreder gibi uzun uzun baktığım olurdu. Bu güzelliğin yalnız ben farkındaymışım gibi gelirdi bana.
Sayfa 110Kitabı okudu
"Kar mı yağdı aman aman, Kütahya'nın dağına Ateş düştü yüreğimin bağına..."
Reklam
Ama gericilerin ağır bastığı yerde hangi iyi niyet toza dumana karışmamıştır ? Hangi ışıklar söndürülmeye çalışılmamıştır ?
Hani eğitimde amaç "üretim" değildir falan derler ya, bizim amacımız düpedüz üretimdi. Daha çok, daha fazla iş çıkarmaya, verim almaya çalışıyorduk. Okul yaşamın bir parçasıydı. Biz karada yüzme talimi yapar gibi hazırlanmıyorduk, bizzat hayatı yaşıyorduk, hayatın bütün gereklerini yerine getiriyorduk.
Sayfa 21 - LiteratürKitabı okuyor
Elektriksiz köy, susuz kır, işlenmemiş kafa, yontulmamış gönül kalmayacaktı. Bu ülke, baştan başa aydın insanların, çalışkan insanların ülkesi olacaktı. O zaman, Atatürk'ün özlediği "Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmış Türkiye" kurulacaktı. Ama gericiliğin ağır bastığı yerde, hangi iyi niyet toza dumana karışmamıştır? Hangi ışıklar söndürülmeye çalışılmamıştır?
Sayfa 194
Hep o yıllardaki ögretmenlerimizi düşünüyorum. Bugünkü ölçülerle anlamak zor oluyor. Işi nasıl kutsal bilmişler. Çalışmayı ve çalıştırmayı nasıl benimsemişler. Yaz aylarında Orta Anadolu'nun bir kırında, tatili, izni olmayan bir okulda, öğrencilerle birlikte, gece gündüz sürüp giden bir çalışma ... Öyle bir ortam yaratmışlar ki çalışmayınca rahatsız oluyorduk. Kaytaran, işten kaçan arkadaşlarımız en büyük ayıbı işlerdi. Utanç çukuruna düşerdi. Birlikte çalışmanın, başarmanın, ortaya eser koymanın coşkunlugu içindeydik.
1.000 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.