Köygöçüren, Fakir Baykurttan okuduğum 6. kitap kendisi. Köylü oluşumdan mıdır yoksa dilin doğallığından mıdır karar veremiyorum Fakirin, kitap dilinin en büyük hayrânı kabul ediyorum kendimi :) Yarattığı ezilmiş, yoksul, dünyadan bihaber halkın içinden asi, sorgulayan karakterler çıkarması bu karakterlerin tüm çabalara rağmen dönemin gericileri, onlardan çok daha zehirli olan bürokrat takımı tarafından alt edilmeleri içimde tarifsiz bir nefret uyandırıyor!
Kitabımız da bu konu üzerine yazılmış, kuraklıktan kıran giren köylü sondaj için devletten yardım talep eder ve olanlar olur su çıkar elbet ama bu bir son değil sonun başlangıcı olur. Bu su, köygöçüreni musallat eder Kantarma köylüsünün başına. Bir yandan ekini yok eden bu boğucu bitki diğer yanda köylünün iliğini sömürmek için hazırda bekleyen akbaba burjuvaziler. Sanki bu iki düşman, ant içmişlerdir milletin efendisi olan köylüyü köyünden sürgün etmeye. Kendisi Köy Enstitülerinden mezun bir öğretmen olan ve köylünün derdini kendine dert edinen Fakir Baykurt'u, okuyalım ve okutalım derim.