Albert Eınsteın ın en çok alıntılanan aforizmalarından biri şudur:”Evrenin en anlaşılmaz özelliği,anlaşılabilir olmasıdır.”Burada zihinlerimizin bir şekilde uyumlu olduğu fizik yasalarının sadece Dünya’ya değil,baktığımız her yere uyduğunu ifade etmiştir.
Andromedayı gözlemlerken Andromedalıların da belki daha büyük teleskoplarla bize bakmakta olduklarını düşünebiliriz. Belki de bakıyorlardır. Ancak Hubble Derin Alan’da görülen en uzak galaksilerde henüz o kadar gelişkin bir yaşam evrilmiş olamaz. Onları pek çok yıldızın yaşamlarını tamamlamasına ve yıldız ocaklarında kompleks kimyanın gerektirdiği atomların dövülmesine henüz vakit bulamadıkları çok ilkel bir evrelerinde gözlemliyoruz. Oksijen, karbon,silikon vs kayalık gezegenleri bile meydana getirmeye yetmeyeceği için, yaşamın başlamış olması ihtimali çok düşüktür.
Varoluşumuz, atomların her canlı dokuda birbirine yapışma ve kompleks moleküller halinde toplanma eğilimine dayanır. Ancak bizzat bedenlerimizdeki oksijen ve karbon atomları, milyarlarca yıl önce yaşamış ve ölmüş uzak yıldızlarda meydana gelmiştir.