Devrim zamanı geldi artık. Yıllarca bir hükümdar tarafından yönetilsiniz. O sizi felakete sürükledi. Derken yıllar süren bir anarşi, korku ve yeni bir lider arayışı, sizin hepinizi yalnızlığa mahkum eden korku ; sonunda kendi halkınıza inancınız kalmadı.
ve şehre normalde görünmemesi gereken bir açıdan baktı. Mimarinin fesat planlarını, kadınların ve erkeklerin yaptıkları ve onların iplerini eline geçiren, ilişkilerini kısıtlayan, hareketlerini sınırlayan binaların zorbalığını alt etti. Bu insan elinden çıkan taş ürünler, yaratıcılarına karşı çıkmış, onları sağduyu ile yenerek, kolaylıkla yönetici koltuğuna yerleşmişti. Frankeştayn'ın canavarı kadar asiydi, ama daha incelikli bir yöntem kullanmış, çok daha etkin bir alan mücadelesi vermişti.
Kitabı okudu. Lenin'in geleceği yakalamayı, onun için savaşmayı, onu biçimlendirmeyi öğütlediği yazılarını okudu. Babasının ona dünyayı açıklamaya, yardım etmeye çalıştığını biliyordu. Babası onun önderi olmak istiyordu. İnsanı felce uğratan şeyin korku olduğuna ve korkuyu da cehaletin yarattığına inanıyordu.Öğrendiğimiz zaman, korkmayız artık. Bu katrandır, katran şu işe yarar, bu dünyadır, dünya şu işe yarar, biz de dünyada şu işe yararız.
"Devrim zamanı geldi artık. Yıllarca bir hükümdar tarafından yönetildiniz. O sizi felakete sürükledi. Derken yıllar süren bir anarşi, korku ve yeni bir lider arayışı, sizin hepinizi yalnızlığa mahkum eden korku; sonunda kendi halkımza inancınız kalmadı." Sırtından aşağı akan heyecan dalgasını hissetti. Birden korktu. Tanrım, diye düşündü, neler yapıyorum ben? Ama durmak için çok geçti ve devam etti. Tarihin bir temsilcisi gibi hissetti kendini.
"Şimdi neler yapabileceğinizi biliyorsunuz, fareler bir daha asla kralların önünde eğilmeyecekler. Ben bir başkasının lehine çekilmiyorum." Sahnedeymiş gibi durakladı.
"Bunu Fare Cumhuriyetinin İlk Yılı ilan ediyorum."
Pistte ise hevesli takımı, kollarını ve bacaklarını gevşek gevşek, aksak bir ritimle sallıyor;amfetamin ve kokain alanlar komik biçimde ritme ayak uydurmaya çalışarak, ayaklarını deliler gibi oynatıyor, rudegirl takımına giren kızlar ise kollarını açmış, kalçalarını yavaşça has ritmiyle sallıyorlardı. Renk ve giysilerden bir duvar vardı orada. Dans pisti tıklım tıklımdı, insan bedenleriyle kaynıyordu. Yozluk ve enerji, coşku, aynı camiaya ait olma ve hayvanilik, hepsi vardı.