Mutsuz sadece sahibin hissine sahip bir eş, sadece kendini kabul ettirmeye, ben varım diyen bir metres, kalabalıklar içinde yaşayan kadınların peşinden koştuğu kimsenin red edemediği, kimin ne düşündüğünü hiç önemsemeyen, şansın hep yanında olduğunu bilen, hayatı keyifle yaşayan kaybetmek ne demek bilmeyen, kaybetme korkusu olmayan, kendini diğer insanlardan daha üstün gören, parası ve gücü ile övünmekten hoşlanan ve göz önüne bu şekilde çıkmaya çalışan:çevresindekilerin ve özellikle metresinin gözünde bir KRAL o…
Unutmayın ki siz,siz değilsiniz : aldığınız kararlar yaşadığınız ya da olmaya çalıştığınız kişi hep küçüklüğünüzdeki siz. Yazar bunu o kadar güzel anlatıyor ki… Ve kurdun kocayınca kaybetmediğini, gençken yaptığı hataların birikmesini görememesi. Ben ben , ben diye diye ömür geçiren lanet ettiği kaderi kendi yazan her daim kazanan KRALI… Kral kaybederse n’olur? ÜSTAT olur mu?, peki ya sürtükten filozof olur mu? İnsan değişerek, olgunlaşarak neler yapabilir? Huzuru ve huzursuzluğu elimizdekilerin kıymetini sadece kaybedince neden biliriz? Kaderimizi nasıl kendimiz yazarız daha çıplak gözle gerçek bir hayat hikayesinden bakmak ister misin? Bu eser tam anlamıyla edebi bir eserdir. İstersen kitabı okumak senin elinde, seçim senin.
( Lütfen her şeyi direk islama bağlayan kesim eleştiri yapmadan önce kitabı okusun, kendi içinde yorumlasın sonra ne isterse yorumlara yazabilir. Okuyanlar yazabilir)