İncecik bir eser. Toplam 50 sayfa var ya da yok. Ama gel gör ki olay asırlık ....
iyi ki, Orhan Pamuk ele alıp "Kırmızı Saçlı Kadın" kitabında yer vermişte , olayları uzun uzun anlatmış orada. İyi ki öncesinde Orhan Pamuktan dinlemişim bu olayları. Yoksa anlamam çok zor olacaktı. Kimin eli, kimin elinde belli değil çünkü.
Bir rüya üzerine, doğan bebeğin kaderi değişir. Evet bir rüya.... Rüyada " bu çocuk babasını öldürüp annesiyle evlenecek denilir " bunun üzerine de bebek doğar doğmaz oranın çobanlarından birine " Al şunu öldür" emri verilir.
Küçük sabiye kıyamam çoban denileni yapamaz ve kimsenin haberi olmadan ormana gider. Aslında burada anlatılan yayınevlerine göre değişiklik verebilir fakat ana konu bu.
Arka koltuktan, şoföre yollanan para gibi elden elde dolaşan bebek sonunda bir yer bulur ve kralın yanında büyütülüp bakılır. Kralı da babası sanır.
Sarayda ki kahin suyu bulandırmasa, kimsenin hiçbir şeyden haberi olmayacaktı aslında. Neyse... Kavgalarda, alttan sokulan lafları zekasıyla çözmeye çalışan Oidipus bulmacayı tamamlar ve sonunda her şeyi öğrenir. Babası sandığı adamın aslında onu ormanda bulduğunu. Babasını öldürdüğünü, anasıyla evlendiğini, üstüne üstlük kendi öz anasından birde dünyayada çocuk getiren Oidipus sonunda anlatılan ve farkında olmadan yaşadığı olayları kaldıramaz ve diyarı terkeder.