Kral ve Hortlak
Heinrich Zimmer
Eskilerin kıssadan hisse dedikleri hikayeler olur. Televizyon ve ileltişim araçlarının olmadığı köy ortamlarında, büyükler küçüklere bu hikayelerden anlatır, hikaye bir yerde biter ve hikaye anlatıcı dinleyenlere,
Ne anladınız söyleyin bakayım derdi.
Çocukluğumuzda köy hayatında bu diyalogları çok duyardık. Anlatılan hikayeden bir ders çıkaramamışsan. Anlatıcı tarafından hafif yollu fırça yerdik.
Bu fırça bizi bir sonraki hikaye anlatımında daha dikkatli dinlemeye iter, anlama ve kavrama yetimizi geliştirirdi.
Alman Araştırmacı Yazar Heinrich Zimmer’in Ortadoğu, Hint ve Avrupa mitolojilerinden derlemiş oldugu öykülerde tamda bu tip,
Ne anladınız söyleyin bakalım dedirten bir kitap.
Her hikayeden bir dolu felsefik sonuçlar çıkarılan, ders çıkaramadığın yerde anlatıcı tarafından hikayeyi, ıncığına cıncığına kadar yorumlayan okuyucuya yol gösteren harika bir kitap. Ancak yinede hala anlaşılamayan yerlerleri ve yeni birşeyler öğrenilmesi için yeniden okunması gerekiyor. Özellikle Hindu Felsefesinin yorumlanması ciddi kafa yordurmakta.
“Ebu Kasımın Çarıkları” hikayesi nefs ve hırs alışkanlıklarımıza çok iyi ışık oluyor.
“Kral ve Hortlak” hikayesi zırh gibi taşıdğımız egolarımıza ayna oluyor.
30 kuş yada Simurg yada Anka Kuşu diye anlatılan “Kuşların Dili” diye İran Masalı, insanın yaşadıklarından ders çıkarıp, kendi küllerinden yeni bir ruh haline bürünmesine güzel bir ders kitabı niteliğindedir.
Yorumları ile Kral ve Hortlak kitabında geçen hikayelerde benzer tadlar alınabilecek bir kitap.
“Günümüz insanı, kendi gözle görülmez psişesinin büyüsü karşısında çaresizdir.”