Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Thomas
"Jane, sana dünyanın bütün hazinelerinin anahtarını sunacağım.Dünyanın en büyük hazinesi edebiyattır, anahtarı da yazıldığı dili anlamaktır."
Şöhret basamaklarını tırmanan birçok kişi zirvede onları baltalı bir celladın beklediğini görmüştü.
Reklam
Seni o hayal kırıklığına uğratmadı, o hep kendisiydi; sen onu olduğundan farklı hayal ederek kendi kendini hayal kırıklığına uğrattın.
Seni o hayal kırıklığına uğratmadı, o hep kendisiydi; sen onu olduğundan farklı hayal ederek kendi kendini hayal kırıklığına uğrattın.
Sayfa 16 - Kral
Erasmus, Ingilizce olarak bir manastırdan söz etmişti; bu manastırda bir çocuk azizin heykeli vardı. Bu heykelin içi boştu ve beş yaşında bir çocuğun bile kaldırabileceği kadar hafifti. Ama yalnızca günahsızların kaldırabileceğini söylüyorlardı. Kutsal heykeli görmeye pek çok kişi geliyordu, zenginler keşişlere comertçe bağışta bulunup kendileri namına azizlerden ricacı olmalarını istemeden heykeli bir türlü kaldıramıyorlardı. Ancak manastıra bolca para verdikten sonra (artık paralarının ne kadarından ayrılmaya ikna edilebilirlerse) heykeli kaldırabiliyorlardı. Bu bir mucize miydi? Bir bakıma öyle sayılırdı. Gözden uzak bir yerde duran ve heykeli yere sabitleyen bir manivelayı tam zamanında açıveren bir keşişin mucizesi. Bir de içinde İsa'nın kanı olduğu söylenen küçük şişe vardı. Yalnızca yeterince kutsal olanlar kanı görebiliyordu ve kanı görmek, bir kişinin cennete girip giremeyeceğine dair Tanrı'nın işareti ola- rak kabul ediliyordu. Peki, ya kan? Ördek kanıydı, düzenli olarak yenileniyordu. Ya şişe Şişenin bir yanı saydam, bir yanı mattı. Şişenin kanı görebileceği yanını çevirttirmek dindar sa- laklara çok pahalıya patlıyordu. Erasmus, "Bu işler sırf şeytanlık," diyordu. "Şimdilik manastırlara çok kazanç sağlıyorlar ama sonunda çok zarara sebep olacaklar. Buna eminim."
Sayfa 41 - Artemis yayınları, Mart - 2021Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.