Tolstoy 'un en çok okunan ve tartışılan bu eseri, yayınlandığı ilk yıllarda hemen her ülkede sansürün tehdidiyle karşılaşmıştı. Romanın başkarakteri Pozdnişev, uzun bir tren yolculuğu sırasında kompartıman arkadaşına, hayatının ve evliliğinin umutsuz, trajik öyküsünü bir tür itiraf gibi anlatır. Tolstoy, kendi metnine getirdiği yorumda, evlilik kurumunda kadın erkek ilişkisini ele aldığını söyler.(Arka kapaktan)
Hayatının büyük bölümü muhafazakarlık altında geçmiş ve sırf bu yüzden bazı kesimlerce oldukça sevilen Tolstoy, unutmamak gerekir ki; İtiraflar'ında bu kesimi dürüst olmamakla eleştirmiş hatta kiliseden afaroz edilmiştir.
Cinsel aşkı Tanrı'ya ve partnerinize duymanız gereken sevginin engeli olarak gören yazar bu eserinde, toplum kuralları arasında sıkışıp kalan kadınlara bir tür ironi yaparak başka kalıplarda rol biçip biçmediğini doğrusu anlayamadım. Zira cinsel eğitimsiz ve sevgisiz baş karakterlerin yaşam dürtüsüyle yaptıkları mutsuz evliliğin bu şekilde nitelenmesi beklenemezdi. Yoksa son zamanlarını bunalım içinde geçiren, gerçek evliliğinde çok mutsuz olan üstadın kitaptaki gibi, biçilen rolünü 10'dan fazla çocuğa sahip olarak fazlasıyla yerine getirdiği de belli tabii.
Ve son olarak; erkek- kadın ilişkilerinde, günümüzde halen devam eden sevgi yoksunu samimiyetsiz , zorlama eğilimlerle, çocuk eğitimi ve kıskançlıkla gelen namus cinayetleri ise tam bir dram. Kitabı son günlerde hemen her gün rastlayabildiğimiz boşanmış kadın cinayetlerine bir TEPKİ olarak okudum ☹