Kristal Denizaltı

Ahmet Altan

Kristal Denizaltı Konusu

İtiraf edeyim ki, ilişkiler içinde en çok hastalıklı olanları severim, ateşimin yükselmesini, sayıklamalarımı, kâbuslarımla hayallerimin birbirine karışmasını, en dokunulmaz yerlerimde hissettiğim sızıları, Hastalığının bütün kıvrımları hastalığımın bütün kıvrımlarıyla öpüşen bir kadınla denizaltıma binip çıktığım yolculukları, solgun bir sabah vakti insanların arasından ayrılışımı. Hiçbir yere gitmeyen bir denizaltının içinde, hiç kimsenin gitmediği yerlere gitmeyi. Birçoğumuz çıktık bu yolculuğa. Evet, sevdiğimiz hasta biri. Evet, bu ilişki hastalıklı. Ama bunun ne önemi var, hastalıklarımız birbirini tutuyorsa, öpüşen dudaklar gibi değiyorsa hastalıklarımız birbirine. Hangi sağlıklı ilişki benim gördüğüm rüyaları görebilir ki, hangi sağlıklı ilişki böyle sancıyabilir ki. Ateşlerle yanarak, sancılarla kavrularak, çılgın rüyaların içinde kıvranarak, kristal denizaltıda hastalıklı ilişkilerin içinde seyahatlere çıktım. Gezdiğim sıcak sahillerin büyücüleri bana hep aynı şeyi söyledi: Önemli olan onun sana uyması değil, önemli olan onun hastalığının senin hastalığına uyması. Dolaştığım tarih sayfaları aşk bölümlerinde hep "hastalıklı" ilişkileri anlatıyordu, kayda geçmeye değer olarak yalnızca onları bulmuştu. Brahms, Clara Schumann'a böyle tutulmuş; Yesenin, Isadura Duncan’a hayatını böyle armağan etmişti
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 42 dk.Sayfa Sayısı: 166Yayınlanma Tarihi: Ekim 2021İlk Yayınlanma Tarihi: 2001Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786051416243Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

7.810 üzerinden
339 Puan · 58 İnceleme

Kristal Denizaltı Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Seda Akdoğan

Seda Akdoğan

@Sedakdogan
·
28 Ağustos 18:40
Puan vermedi
Ön yargısız ve ayıplama duygularından arınmış olarak okunması gereken bir kitap. Görünen silüetlerin altındaki ruhun kat kat derinlerinin kışkırtıcı duyularına ulaşan ve tabi ki bu karanlıklarla yüzleşmeye korkmayanlara hitap eden bir kitap. Kadın-erkek ilişkilerine ve farklarına değiniliyormuş gibi duruyor ancak genele dönüp insan olarak bakıldığında en masum en asil insanın bile gölgede kalmış yüzleşmekten korktuğu hazla yoğrulmuş bir tarafı vardır. Yazarın tespitleri işte bu duyguları besliyor. Bazı cümleleri sanki yazar değil Mephisto yazmışcasına ruh gıdıklayıcı. Ya da o klasik Ahmet Altan üslubudur artık her neyse. O zaman bu kitap ruhlarındaki karanlık tarafla yüzleşmeye korkmayanlara gelsin.
7 etkileşim
Gülay

Gülay

@_KIR_PAPATYASI_
·
14 Ocak 14:45
Puan vermedi
Ahmet Altan
Ahmet Altan
ın 2001 yılında basılmış üçüncü deneme türündeki kitabı
Kristal Denizaltı
Kristal Denizaltı
... İçinde kısa kısa, ikili ilişkiler, kadınların iç dünyası, bir kitabın eleştirisi, gündelik olaylar karşısındaki duruş... geniş bir yelpazeyi barındıran konu skalasına sahip. "ilk düğme" başlıklı bölüm beni çok etkiledi diyebilirim. Altan'ın kadınları bu kadar iyi tanıması bazen şaşırtıcı geliyor. öyle ki bir çok kadın yazarımızdan bile bu denli dokunaklı cümleler okumuyoruz. Genel olarak beğendim fakat beni aşağı çeken noktası kadınların çektiği, çekiyor olduğu ve çekeceği acıya endeksli yazmış olması. Ahmet Altan kalemini çok sevdiğim, okurken derin düşündüren, bana hitap eden bir yazar oldu hep. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
5 etkileşim
Hilal Bayar

Hilal Bayar

@hilalbayar
·
26 Nisan 2022 16:33
6/10 puan verdi
Ahmet Altan'ın kadın-erkek ilişkilerindeki rollerini, yapılan hataları, içsel konuşmalarla aktardığı denemelerinden oluşan kitabı. Ben yazarın romanlarını denemelerinden daha çok beğendim açıkçası. Denemeleri fazla romantik ve tutkulu buldum. Bir kadın olarak kadınlar adına yazdığı duygu ve düşüncelerinin yüzde seksenine katılamadım. İlişkilerin acı çekme ve çektirmeyle iz bırakacağının düşünülmesi ve sadece "acıya" indirgenmesi beni rahatsız etti. İlişkilerde kıskançlık, tutku, bağlanma vardır ama temelinde sevgi olmadığı sürece pek sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Denemeler kişisel yazılar olduğu için düşüncelerimle pek yolu kesişmedi. Ama yazarın romanlarını tavsiye ediyorum.
20 etkileşim
Yağmur Yıldırım

Yağmur Yıldırım

@Yagmurumm
·
10 Haziran 2021 01:57
Puan vermedi
Yıllaaar yıllar önce bana psikiyatristim vermişti bu kitabı okumam için. O zamanlar okumuştum, oldukça da derin bulmuştum ama işte yaşım 14-15 civarıdır en fazla. Aklımda pek bir şey yok içeriğine dair ama şu an tekrar okumak isterim. Sırf neden bana bu kitabın verildiğini anlamak için. Fakat arka kapak yazısını hâlâ çok beğenirim.
20 etkileşim
Azad Altuğ

Azad Altuğ

@Gewer
·
06 Mayıs 2022 18:52
Puan vermedi
Bu kitap, insan duygularının karmaşıklaşıp belirsizleştiği ilişkileri, o ilişkilerin içinde her an biçim değiştiren duyguları,içimizi yaralayan kıskançlığı, kendi mutluluğumuza kendi seçimlerimizle engel olduğumuz anları, kararsız kalmanın korkunç bir karar olarak hayatımıza yansımasını, şehvetin ruhumuzu zaptettiği o karanlık çağıltıyı, kimi zaman ele geçirdiğimiz mutluluğun ışıltısını, o mutluluğu kaybetmemize yol açan hatalarımızın geçmişimize uzanan köklerini anlatıyor bize.
3 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 60.7
Erkek% 39.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Altan
Ahmet AltanYazar, Çevirmen · 23 kitap
1950 yılında Ankara'da doğdu. Annesi Kerime Altan, babası gazeteci Çetin Altan'dır. 1959 yılında ailecek İstanbul'a geldiler. Altan, ortaöğrenimini değişik okullarda devam etti. Bir süre Robert Kolej'e devam ettikten sonra Ankara Koleji'nde yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini 1970 yılında İstanbul Kültür Koleji'nde tamamladı. 18 yaşında, lise öğrencisi iken evlendi. 1972 yılında bir kızı, 1980 yılında bir oğlu oldu. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne devam etti. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve gazeteciliğe başladı. Gazetecilik yaşamı Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde gece muhabiri olarak başladı. Aynı gazetede şef muhabirliği, şeflik, dış haberler editörlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazetedeki işine son verildi. 2007 yılında Taraf gazetesinin kurucusu olan Altan, Alev Er ile birlikte Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra Er'in ayrılmasıyla gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazdı. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne, 2011'de e Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere verilen Hrant Dink Barış Ödülü'ne layık görüldü. Altan, Aralık 2012'de Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etti. Taraf'taki yazılarına son vermesinin ardından 2015'e dek roman yazdı. 7 Ekim 2015'te gazeteciliğe geri döndü ve Haberdar'da yazmaya başladı. TV programcılığı Doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırladı ve sundu. Romancılığı İlk edebî eseri "Paltolu Donkişot" adlı iki kişilik piyes idi. 1982 yılından itibaren romanlar ve deneme kitapları yayımladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar'da post modernist ögeleri kullandı ve romanın kendisini romanın konusu haline getiren üstkurmaca tarzı ile kaleme aldı. Bu romanı ile Akademi Kitabevi Roman Büyük Ödülü'ne değer görüldü. 1985 yılında ikinci romanı Sudaki İz yayımlandı. Çok satan ve çok eleştirilen bu roman, yayımlanmasından dokuz ay sonra müstehcenlikle suçlanarak toplatıldı. İki yıl süren yargılamadan sonra içindeki iki buçuk sayfalık bir bölümün müstehcen içerik olduğuna ve imhasına karar verildi. Kitap, müstehcen olduğuna karar verilen kısımları siyah bantla kapatılıp, mahkemenin sakıncalı bulduğu cümleleri içeren kararı da kitabın başına eklenerek yeniden yayımlandı. 1991'de üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi yayımlandı. İlk romanında kullandığı üstkurmacanın çeşitli alt tekniklerini dördüncü romanı Tehlikeli Masallar'da uyguladı.[9] Bir türlü vazgeçilmeyen eski sevgilisiyle yeni bir sevgili arasında duyguları gidip gelen yalnız bir ini anlattığı bu roman, yılın en çok okunan romanlarından biri oldu. 1998 yılında yayımlanan beşinci romanı Kılıç Yarası Gibi, Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı sayılabilecek altıncı romanı İsyan Günlerinde Aşk, 2001 yılında yayımlandı. Bu iki romanda II. Abdülhamid dönemindeki yönetim anlayışına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerine geniş yer verdi. Bu romandan sonra "Kristal Denizaltı", "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" adlı deneme kitaplarını "Aldatmak" ve "En Uzun Gece" romanlarını yayımladı. Bir kadının kocasını aldatırken, neredeyse an be an hissettiklerini anlattığı Aldatmak, beş günde yüz bin adet satıldı. Ara verdiği romancılığa 2012'de Taraf gazetesindeki görevinden istifa ettikten sonra yeniden döndü. Son romanı En Uzun Gece'den sekiz yıl sonra 2015 yılında Son Oyun adlı romanını yayımladı. Bu romanın kahramanı da uzun süredir roman yazamamış bir romancı idi. İki yıl sonra yayımladığı Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı romanda 1912-1913 yıllarında toplam altı aylık bir sürede Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan olayları bir ailenin fertlerinin hatırladıklarına dayanarak anlattı. Kılıç Yarası Gibi ve İsyan Günlerinde Aşk romanlarındaki ailenin bireyleri bu romanda günümüzde yaşayan torunları Osman’la konuşarak tekrar okuyucuyla buluştular. Davalar Altan, 17 Nisan 1995'te Milliyet gazetesinde yayımlanan “Atakürt” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıp 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazetedeki işinden de kovuldu. 4 Ocak 2012'de Roboski katliamı ile ilgili kaleme aldığı “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 7 bin lira adli para cezasına çevirdi. 2 Eylül 2015'te Samanyolu Haber kanalında katıldığı bir programdaki konuşmalarından dolayı Altan hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na, hükûmete, kamu görevlilerine hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan, 10 Eylül 2016 sabahında gözaltına alındı. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak ile beraber 14 Temmuz 2016'da (darbeden bir gün önce) çıktıkları TV programında “sübliminal darbe mesajı” verdikleri nedeniyle haklarında gözaltı işlemi uyguladığı belirtildi. Bu bağlamda Ahmet Altan, aynı zamanda darbeyi önceden bilmekle de suçlandı. Gözaltına alındıktan 12 gün sonra ifadesi alındı ancak savcılıkta açıklama yapacağını belirterek Emniyet'te yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamadı. Bu sırada Altan kardeşlerin avukatlarıyla Adliyede beraber bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan, Altanlar hakkında verilen kararın daha avukatlara bile bildirilmeden önce, Sabah gazetesinin internet sayfasında yayınlanmasına tepki gösterdi. Kararın ardından Ahmet Altan tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı ancak kardeşi Mehmet Altan tutuklandı. Serbest bırakılmasının üstünden 24 saat geçmeden Başsavcılığın itirazı üzerine nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı çıkartıldı. ‘FETÖ üyesi olmak’ ve ‘hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4 Kasım 2019 tarihli kararıyla “FETÖ terör örgütüne yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 12 Kasım 2019 tarihinde tekrar tutuklandı. 14 Nisan 2021 tarihinde 4 yıl 7 ay kaldığı Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.

Kristal Denizaltı Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
SEVERENGİZ

SEVERENGİZ

@smyrna49
·
10 Temmuz 15:05
O zaman anlarız ki, duygulara asıl renklerini veren, kendi içinde barındırdıklarından ziyade onların yanında duran başka duygulardır; en sevecen duygu olarak kabul edilen şefkat, sevilmemenin yanında ortaya çıktığında rengini değiştirip hakaret dolu bir teselliye dönüşür, saldırganlık terk edilmenin acısıyla birlikte belirdiğinde, artık o söylenemeyen bir aşırılık işaretidir.
3 etkileşim
Ayşe Altuntaş

Ayşe Altuntaş

@Aiseyldz
·
16 Mart 22:23
İki insan ayrılırken, şefkatlı konuşan taraf âşık olmayan taraftır.
129 etkileşim
Rewşen canözel

Rewşen canözel

@Rewsen_canozel
·
15 Temmuz 12:15
Bir kadınla üç şey yapabilirsin: ya onu seversin, ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın.
5 etkileşim
SEVERENGİZ

SEVERENGİZ

@smyrna49
·
10 Temmuz 15:13
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir; yeni huysuzluklar, kaprisler, kavga nedenleri, acılar da öğrenirsiniz.
5 etkileşim
Ayşe Altuntaş

Ayşe Altuntaş

@Aiseyldz
·
17 Mart 09:38
O denizaltının içinde tuhaf bir yolculuğa çıkarsın, o yolculukta gördüklerini, duyduklarını, hissettiklerini hiç kimseye anlatamazsın, senin anlattığını kimse anlamaz çünkü...
114 etkileşim

Kristal Denizaltı İletileri

Tümünü gör
𝑺𝒂𝒏ı𝒓ı𝒎 𝒚𝒆𝒓𝒚ü𝒛ü𝒏𝒅𝒆 𝒃𝒊𝒓𝒃𝒊𝒓𝒊𝒏𝒊 𝒔𝒆𝒗𝒆𝒏 𝒉𝒊ç 𝒌𝒊𝒎𝒔𝒆, 𝒃𝒊𝒓𝒃𝒊𝒓𝒊𝒏𝒊𝒏 𝒉𝒊ç𝒃𝒊𝒓 ş𝒆𝒚𝒊 𝒚𝒂 𝒅𝒂 𝒃𝒊𝒓𝒃𝒊𝒓𝒊𝒏𝒊𝒏 𝒉𝒆𝒓 ş𝒆𝒚𝒊 𝒐𝒍𝒎𝒂𝒚ı 𝒃𝒆𝒄𝒆𝒓𝒆𝒎𝒆𝒎𝒊ş𝒕𝒊𝒓.
Ahmet Altan
Ahmet Altan
Kristal Denizaltı
Kristal Denizaltı
Kendimiz olmaktan çıkıp bir başka kendimiz olduğumuz anlar vardır.
Ahmet Altan
Ahmet Altan
Kristal Denizaltı
Kristal Denizaltı