Eğer insan kendinden nefret etmeye ve kendini kınamaya devam ederse bu duygular manyetik enerjisi yoğun ve simsiyah bir kara deliğe dönüşerek içinizdeki ışığı söndürecektir. Bu insanoğlunun en önemli hastalığıdır. Bütün dünyada milyonlarca insan hayati enerji kaynaklarının, kırılmış kalpleri tarafından bastırıldığını hisseder. Kaybın ağırlığı öyle acı vericidir ki, sizi umutsuz bir özlemle bağımlılık, sahiplenme ve kaçış gibi dış tatminlere doğru yöneltir. Fakat dışardan gelen tatmin ne kadar büyük olursa olsun bomboş ve bağlantısız bir ruhla kendini asla doyuramaz.
.
Sevgi isteği; hem kendi hayatımıza, hem de başkalarının hayatına değer vererek hareket etmemizi sağlar. “Doğru” şeyi yapmaktan bahsettiğimizde, saygıyı, değeri ve yardımseverliği seçmiş oluruz. Böylece, her etkileşimin ve deneyimin titreşimlerini arttırma seçeneğimiz olur. Ayıplama yerine kabul etme, cesaretini kırmak yerine destekleme, gözden çıkarmak yerine öncelik tanıma ve kontrol etmek yerine yetki verme seçeneklerimiz vardır.
Her gün geçici bir övgü ya da yargısal bir gözlem şeklinde düzinelerce seçenekle karşılaşırız. Sizi tanımlayan en önemli unsurlardan biri diğerleriyle ve kendi kendinizle nasıl etkileşime geçtiğinizdir. Saygılı ve onurlu hareketleri seçtiğinizde enerjileriniz doğru hareketle birleşir.
.
Sayfa 76 - Crea Yayıncılık, 4.Baskı, 2009, Çeviri: Buket Yılmaz, 6.Bölüm: DOĞRU HAREKET YASASIKitabı okudu
.
“Düşünce ve duygularınızı hareketlerinizle uyum içinde tutun. Amacınızı gerçekleştirmenin en emin yolu düşündükleriniz, hissettikleriniz ve yaşadığınız günler arasındaki çelişki ile uyumsuzluğu saf dışı etmenizdir.” ( Dr, Wayne W. Dayer) (Sf.61)
Bütün yasalar -ve bütün çözümler- insanın kendisinde başlar. Kendinizle uyumlu olmanın anahtarı, seçimleriniz anlamına gelen düşünceleriniz, duygularınız ve aktiviteleriniz arasındaki dengeyi kurmaktır.
(Sf.63)
.