Temel Parçacık Fiziğinin Sınırları

Kuarklar

Yoichiro Nambu

Kuarklar Sözleri ve Alıntıları

Kuarklar sözleri ve alıntılarını, Kuarklar kitap alıntılarını, Kuarklar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Maddenin bir parçasını oluşturan bizlerin, evrenin doğuşundan on milyar yıl sonra, bir an sayılabilecek bir zaman süresinde, evreni yöneten yasaları bulmaya, onun tarihini öğrenmeye ve aynı zamanda maddenin kendisinin sonlu bir ömre sahip geçici bir varlık olduğunu kavramaya başladığımızı düşünmek, esrarlı bir deneyimdir.
P.A.M. DIRAC (1902-1984)
İngiltere'de doğan Dirac, kuantum mekaniğinin formüle edilmesine en büyük katkılarda bulunanlardan biriydi. Çalışmaları eşsiz bir matematiksel güzellik ve derinlikte olan bir dahiydi. Elektronu relativistik olarak tanımlayan Dirac, denklemini keşfettiğinde 26 yaşındaydı. Bu denklemin negatif enerji çözümleri olmasını açıklayabilmek için, negatif bir enerji çözümünün bir antielektronu temsil ettiğini düşündü ve böylece de pozitronun varlığını öngördü. 1933 yılında Nobel ödülünü aldı. O zamandan beri kuantum kuramının gelişimine çok büyük katkıları olmuştur, ama çalışmalarındaki önemi giderek artan bir konu da, 1931'de öne sürdüğü manyetik monopol kuramıydı. Dirac denklemiyle spinorlar matematiğini, monopol kuramıyla da lif tomarları matematiğini, matematikçilerden bağımsız olarak yarattı. Monopolle ilgili makalesinde, "doğanın matematiksel olarak güzel ve zarif bir kuramı kullanmaması tasavvur edilemez" diyordu. Kısa süre önce(kitap 1985 yılında ing ilk basımı) Florida'da öldü. Hiçbir yazılı nota başvurmadan ve tek fazla sözcük kullanmadan verdiği konferansları da makaleleri kadar zarifti.
“doğanın matematiksel olarak güzel ve zarif bir kuramı kullanmaması tasavvur edilemez”Bayram serisi başlatıyorum :D Dirac denklemleri fenadır:)
Reklam
ENRICO FERMI (1901-1954)
Fermi hem deneysel hem de kuramsal fiziğe birçok temel katkılarda bulunmuş çok yönlü bir İtalyan fizikçisiydi. Roma'da doğdu, yüksek öğrenimini Pisa'da tamamladı. 26 yaşındayken Roma Üniversitesinde profesör oldu. 1938 yılında nötronları kullandığı deneysel çalışmaları için Nobel Ödülünü aldı. Kuramsal fizikte özellike Fermi Dirac istatistikleri (1927) ve beta bozunumu kuramıyla (1934) ünlüdür. İtalya'daki faşist yönetimden kaçarak ABD'de Columbia Üniversitesine geldikten kısa süre sonra, Almanya'da çekirdeğin parçalanması buluşunun haberini aldı ve derhal deneylere başladı. Bu, nükleer kuvvet araştırmalarının başlangıcıydı. Fermi'nin öncülüğünde Chicago Üniversitesi'nde kurulan nükleer reaktör 2 Aralık 1942 tarihinde kritik kütleye erişti ve zincirleme tepkimelerin olabilirliğini kanıtladı. Savaştan sonra saf fiziğe döndü. Chicago Üniversitesine bir siklotron kurdu ve pionlarla deneylere başladı. Ne yazık ki 53 yaşında aramızdan ayrıldı. Fermi, doğal bir önderdi ve onun yarattığı geleneklerin bir çoğu, onunla ilgili pek çok hikayeyle birlikte, Chicago Üniversitesinde hâlâ yaşamaktadır. Herşeyi kolay anlaşılabilir kılan parlak dersler veren Fermi, aynı zamanda doktora adayları için çok zor mezuniyet sınavları vermekle de ünlüydü. Fermi'yi ilk kez bir konferans verirken gördükten sonra bir arkadaşıma mektubunda şunu yazmıştım: "Fermi sahnede bir Kabuki oyuncusu gibiydi."
Bayram serisinde bugün:)
DOĞANIN ZENGİNLİĞİ - DAHA GÜÇLÜ DARBELER DAHA DERİN REZONANSLAR YARATIR
Temel parçacık fiziğinin simgesi dev hızlandırıcılardır. Bu araç olmadan parçacık fiziği deneyleri, bu deneyler olmadan da fizikte ilerleme olamaz. Tabii ki temel parçacık fiziğinde çok büyük çaplarda enerjiye ihtiyaç olmayan alanlar da vardır. Bu alanlardaki deneyler bazı hassas etkileri araştırır ya da çok dakik ölçümler gerektirirler. Ama yeni parçacıklar keşfetmek ya da bilinmeyen bir etkileşimi araştırmak için gitgide daha yüksek enerjiler mutlaka gereklidir. "Enerji eşittir kütle"** bağıntısı belirli bir enerjide yaratılabilecek parçacığın kütlesini sınırlar. Bu nedenle belirli bir hızlandırıcıdaki tüm olası tepkimeleri incelemişsek, o hızlandırıcının temel amacını yerine getirdiğini söyleyebiliriz. O zaman bir üst düzeyde enerjideki bir hızlandırıcıya ihtiyacımız vardır ve bu böylece sürer gider. Daha yüksek enerjiye çıktığımızda yeni buluşlar yapılacağının ne gibi bir güvencesi olduğu sorulabilir. Açıkçası böyle bir güvence yoktur. Ama hiç değilse geçmiş deneyimimizde yeni parçacıklar keşfetmeyen yeni bir hızlandırıcı olmamıştır. Az sayıda temel element beklentisiyle başladığımız halde, doğa sürekli yeni parçacıklarla karşımıza çıkarak bizi şaşırtmıştır.
**ışık hızına ulaşıldığında.Başucu kitabım <3 CERN keşfinden sonra daha da anlamlı:)
Maddenin bir parçasını oluşturan bizlerin, evrenin doğuşundan on milyar yıl sonra, bir an sayılabilecek bir zaman süresinde, evreni yöneten yasaları bulmaya, onun tarihini öğrenmeye ve aynı zamanda maddenin kendisinin sonlu bir ömre sahip geçici bir varlık olduğunu kavramaya başladığımızı düşünmek, esrarlı bir deneyimdir.
MURRAY GELL-MANN
1929'da New York'ta doğdu, yüksek öğrenimini Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) tamamladı. Savaş sonrası parçacık kuramının oluşturulmasındaki anahtar kişilerden biridir. Şikago Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olduktan sonra California Teknoloji Enstitüsü'nde profesör olmak üzere ayrılana kadar her yıl terfi ettirildi. Gell-Mann Nakano-Nishijima yasası (1953) bu döneme aittir. Diğer başarıları arasında, Gell-Mann-Low renormalizasyon grubu denklemi, Feynman-Gell-Mann zayıf etkileşim V eksi A kuramı, Sekiz Katlı Yol (ondan bağımsız olarak Y. Ne'eman tarafından da ortaya konulmuştur), kuark modeli (ondan bağımsız olarak G. Zweig tarafından da ortaya konulmuştur), akım cebiri kuramı ve diğerleri bulunmaktadır. Bunlardan renormalizasyon grubu kavramının gerçek önemi ancak 20 yıl sonra, bu kavram ayar alanlarına ve istatistik mekaniğe uygulanmaya başlayınca anlaşılmıştır. 1965 yılında Nobel Ödülünü aldı. Dilbilim konularında da oldukça bilgilidir; acayiplik, kuark, renk gibi teknik terimlerin yaratıcısıdır. Gerek sözde gerek işte, parçacık kuramını Amerikanlaştıranın o olduğu söylenebilir.
Bayram serisinde diğer Nobellimiz:) renormalizasyon grubu, gell iyi ki:)
Reklam
JULIAN SCHWINGER
1918 yılında New York şehrinde doğdu. Columbia Üniversitesi'nden Prof. I. Rabi tarafından keşfedilen bir harika çocuktu. İlk makalesini 17 yaşındayken yazdı, 21 yaşında doktorasını tamamladı. 1947 yılında yalnız başına kuantum elektrodinamiğini geliştirdi ve Lamb kayması, elektronun kuram dışı manyetik momenti, vb., açıklamayı başardı. Bunun sonucu 29 yaşında Harvard Üniversitesi'nde profesör oldu ve Tomonaga ve Feynman'la birlikte Nobel Ödülünü aldı. Tomonaga gibi o da savaş sırasında dalga kılavuzu kuramı üstünde çalıştı, birçok öğrenci yetiştirdi ve birçok kişiyle birlikte çalışmalar yaptı. Pek çok önemli katkıları bulunmakla birlikte, çalışmaları ağırlıkla matematiksel fizik alanındadır. Halen Los Angeles'taki Californiya Üniversitesi'nde profesördür.*
*16 Temmuz 1994 te bu dünyadan ayrıldı.QED babası.Benim idolüm, ilham kaynağım ile bayram serisini sonlandırıyorum:)
C.N.YANG ve T.D. LEE
Chen-Ning Yang 1922 yılında Çin'de Hefei, Anhui'de doğdu. Savaştan sonra Chicago Üniversitesi'ne girdi. O dönemde Enrico Fermi ve "hidrojen bombasının babası" Edward Teller gibi fizikçiler Chicago'da çalışıyorlardı. Yang, Teller'in öğrencisi oldu. Fermi-Yang kuramı bu sıralarda üretildi. Ferromanyetizmin İsing
"sınıfımdaki herkes Nobel Ödülü aldı" Ne büyük gurur!! ah yang mills equations, özlenmiş:)