You can find Featured Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları books, featured Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları quotes and quotes, featured Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları authors, featured Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları reviews and reviews on 1000Kitap.
Kitap Kubilay olayı ile ilgili bir yazıyla başlıyor ve daha sonra da özellikle de altmışlı ve yetmişli yıllardaki cahil insanların özellikle de din kisvesi altında nasıl da kandırıldığını anlatıyor. Nurcularla ilgili okuduklarima şaşırmadım ama zamaninda İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde daha önce de gitmiş oldugum bir kaç köye o kadar yayildiklarini duymak şaşırttı. Yazarın gazeteye hazırlamış olduğu diziler bir araya getirilmiş. Cumhuriyet'in ilanı sonrasındaki tarihimizle ilgilenen özellikle de yukarıda bahsettiğim yılları merak edenler için önemli olabilecek bir eser.
NOT: Bu yazdıklarım eserin 1987 baskısına göre yazılmıştır. Siteye girilen baskı yılı daha yeni. Bu baskıda farklılıklar varsa bilmiyorum.
Bugün, din kurallarıyla yönetilen bir devlet hayali içerisinde yanıp tutuşanların köklerini bulacaksınız bu kitapta... Bugünkü gerici kadroların öncülleriyle tanışacak, çağdaş ve laik bir ülkenin değerini bir kez daha içselleştireceksiniz....
Kubilay olayı, Cumhuriyet tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir. Çağdaş ve genç Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde devrimlere karşı ilk büyük fiili başkaldırının yaşandığı derin bir acıdır. Öyle ki, her şeyin hızla yenilendiği bir dönemde yaşanan bu acı olay, salt devrimlere bağlı genç bir askerin katledilmesi olarak algılanamaz. Laik ve çağdaş bir yaşamı hazmedemeyen, bundan da öte devrimler öncesindeki gerici nüfuzunu kullanarak bölgede erk sahibi olan güruhun, insanlıktan çıkmış bir biçimde yaşananlar...
Bu ilginç mektup karşısında şaşırıp kalmış köylüler... Bakın ne yazıyor mektupta:
"Dikkat... Medine'i münevvereden vasiyetname... Bu vasiyet nameye şirk koşan kâfirdir. Medine'i münevverede türbe-i şerifin hatibi Şeyh Ahmet diyor ki: Vallahülazim bu vasiyetnamede zerre kadar yalan yoktur. Bir cuma günü namazımı eda edip uyumaya varmıştım. Harim-i Şerif tarafından ya Şeyh Ahmet diye nida geldi. Lebbeyk ya Resulallah deyip peygamber efendimizin zat-ı cemalini gördüm. Bana, ya Şeyh Ahmet Allahı Taala'nın huzurunda yüzüm kalmadı. Sana haber vereyim, geçen cumadan bu cumaya kadar 16 bin kişi öldü içlerinden bir müslüman çıkmadı. Gelenlerin amel defterini kara, sol ellerin de gördüm. Ümmetime söyle günahlarını tövbe etsinler, yakın zamanda İsa Aleyhisselam'ın yeryüzüne inmesi zuhur edecek. Ümmetime haber eyle kudret kalemiyle her kim bu vasiyetnameyi bir köyden bir köye veya bir kasabaya gönderemezse yüzü kara olur. Gönderirse günahları affedilir... Türbe-i Şerif'in hatibi Şeyh Ahmet üç defa yemin edip valla hülazim bu vasiyetnamede yanlış bir şey verirsem bu dünyadan öbür dünyaya imansız gideyim. Her kim inanmazsa kâfir olur. Medine-i mü nevverede 15 günde yazılmış olup bütün Müslümanlara gönderilmiştir."
Bu mektup tüm Kaz Dağı köylüklerine gelmiş postadan. Kimin gönderdiği belli değil. Bazı köylerden telaşa kapılmış yaşlılar. Gençler ise, "Bu mektubu gönderen kişi sapıktır" dememişler, ama inanan da çıkmamış... Din sömürgenlerinin yeni bir oyununa metelik vermemişler.