Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi

Maksim Gorki

Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi Sözleri ve Alıntıları

Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi sözleri ve alıntılarını, Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi kitap alıntılarını, Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rus küçük burjuvasına, bilinmeyen zamanlardan beri akla karşı bir güvensizlik, hatta bir düşmanlık aşılanmıştır. Kilise buna göz kulak olmuş, edebiyat da yardım etmişti. Gogol'un Mektuplar'ından bugüne kadar gelen büyük Rus yazarları arasında, akım yaratıcı gücünü, insanlığa ettiği büyük hizmetleri göz önünde tutarak, değerlendirmiş bir kimseye pek rastlamayız. Leon Tolstoy, Günce'sine 1851 de şunları yazmıştır: "Bilinç insanın başına gelebilecek en büyük beladır."
Reklam
Şeytanların gücünden korkup, insanlara dünyadan yüz döndürmeyi vaaz eden, insanlara en koyu batıl inançları aşılayan on binlerce cahil keşişi, papazı doğuran hıristiyanlıktır. Kilisenin tutucu sofuluğuna ve korkunç zulmüne düşüncelerine isyan edenler ise, bu keşişler tarafından şeytan çarpanı, dinden ve doğru yoldan sapanı sihirbaz, büyücü bir takım insanlar sayıldı, meydanlarda diri diri yakıldı.
Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, kilisenin, "hümanist" edebiyatın etkisi, "yasaların ruhu", burjuva "gelenekleri" denilen bütün şeylerin etkisi küçük burjuvaların kafalarında bir saatin çarklarına benzer. Küçük burjuva düşüncelerinin küçük çarklarını, küçük burjuvanın rahatına düşkünlüğünü harekete getiren bir zemberek, pek karmaşık olmayan bir cihaz yaratır. Küçük burjuvaların bütün duaları belagat niteliklerini hiç kaybetmeyen şu kelimelerden ibarettir: "Tanrım, bize acı! "Bu dua biraz daha yetiştirilip, devlet ve toplum karşısında bir hak ve istek olarak ifade edilecek olursa, şu şekli alır: "Beni rahat bırakın, dilediğim gibi yaşayayım."
"Düşünce acı kaynağıdır. Düşünceyi öldürecek kimsenin anısını insanlık şan ve şerefle anacaktır."
Düşünce acı kaynağıdır. Düşünceyi öldürecek kimseyi, insanlık şan ve şerefle anacaktır.
Reklam
Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıkların yüzünden yaşamaya karşı, ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren; bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları! Size bu ölü yaşamı hazırlayan sermaye sahibi egemen sınıftır ve bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir
Halk kitlelerinin bir çok şeye ihtiyacı yardır. Bu kitleye son derece az kitap verildiğini iddia ediyorum. Bu kitle edebi belagatın tatlı dilini ne yapsın. Ona gerekli alan şey, modern yaşal, emekçi halkın daha iyi bir gelecek uğrunda başka memleketlerde giriştiği mücadele hakkında açık ve kesin bir şekilde ifade edilen bir gerçek yoğrulmuş ekmektir.
Tanrının inayetine ve "ahiret"te, cennetteki güzellerine inanmasına, lafta kalan "düşüncesi"ne rağmen, küçük burjuva son derece "maddi"dir. Her şeyden önce, yeryüzündeki refahı ile, ekonomik refahı ile meşguldür. "Çok yemek, pek az çalışmak, pek az düşünmek" ister. Onun için: "İşte bak şeker azaldı, yumurta bulunmuyor, tereyağı ise aslanın ağzında..." diye mırıldanır, söylenir, sızlanır durur.
- Çok az çalışmak, çok az düşünmek, ve daha çok yemek.
Reklam
Ben şu düşüncedeyim: insan "soyut bir şekilde" felsefe yapmamalı, etrafına bakarak, etrafındakileri gözleyerek bunu yapmalı; kitaplara bakarak değil, doğrudan doğruya tecrübeden doğmuş olaylara bakarak yapmalı, bunun için gerçek tarafından sunulan bol malzemeleri kullanmalı.
...çok yetenekli, toplumsal bakımdan çok değerli bir çok kimseler genç yaşta öldükleri halde, birtakım kaba kimseler, budalalar uzun bir ömür sürmektedirler...
Sayfa 151Kitabı okudu
Küçük burjuva şuna inanmıştır: Din ahlakın temelidir, din olmadıkça devlet de olamaz. Oysa burjuva devletinin ahlaksız olduğu, hırsızlığa, yağmaya, emekçi halkın sömürülmesine dayandığı gün gibi apaçıktır. Savaş sırasında birbirlerini iğrenç bir şekilde öldürme ve boğazlama işinden, "Hiç bir zaman öldürmeyeceksin" ve "Kendi cinsinden olanı, kendi sevdiğin gibi seveceksin" diye buyuran Tanrı imdada çağırmayı gayet doğal bulmuşlardır.
Elbette ki yeni hiçbir şey yok ölümde Ve yaşam oldukça eskimiş görünüyor…
...insanların bahtsızlıklarına, üzüntülerine ve acılarına karşı Lenin kadar derin ve güçlü bir nefret, bir tiksinti hisseden başka birine rastlamadığını... ...
Sayfa 16 - giriş bölümündenKitabı okudu
958 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.