Feridun Bey yanımıza geldi. Başımı okşarken; “Aylardır Cahide’nin akan göz yaşlarına ortak oldun Ömer. Kardeş olmak bunu gerektirir. O küçücük yüreğindeki kardeş sevgisi hiçbir zaman eksilmesin.” dedi.
Bir süre kardeşimin yanında kaldım. Minicik eliyle elimi tuttu ve hiç bırakmadı. Ayrılma vakti geldi ve ben yine göz yaşlarıma engel olamadım. Feridun Bey, Cahide’yi sık sık görmeye gelebileceğimi söyledi. Büyükbabam da bana söz verdi. Çünkü öğretmeni de Cahide’nin ilk kez bugün gülümsediğini söyledi. Ben ise o an kardeşimde annemin o sıcacık gülüşünü hissediyordum.
Kardeşimden büyük bir hüzünle ayrıldım, lakin bir gün hiç ayrılmamak üzere kavuşacağımızı, kardeşimin tekrardan konuşacağını ve birlikte güzel vakitler geçireceğimizi düşünüyordum. Bunu düşünürken annemin şu sözü aklıma geldi;
‘Cahide senin diğer bir yarın. Sen onun ağabeysisin. Her düştüğünde onu kaldır tatlım. Ona şefkatle yaklaş, onu hep sev. Varlığını ona hissettir ve her daim onun yanında ol!’