Elbette ondan bundan da çok şey
öğrendim.
Örneğin şunu anladım: Balıkların çoğu
yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna
geçirdiklerinden yakınırlar.
Sürekli sızlanır, lanet
okur, her şeyden şikayet ederler.
"Simdi ölüm çok kolay uğrayabilir bana! Ama ben yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmemeliyim. Elbette, bir gün ölümle karşılaşırsam -ki karşilaşacağım- önemli değil, önemli olan şu ki benim yaşamım veya ölümüm başkalarının yaşamini nasıl etkileyecek."
Bir nedeni olmadan mutlu olmak da istemiyorum; günün birinde gözlerimi açıp hepiniz gibi yaşlandığımı, ama hâlâ aynı balık olduğumu, ilk başta bildiğimden fazla bir şey bilmediğimi görmek istemiyorum!
Ben yaşamın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istiyorum; durmadan aynı şeyi yapmak, yaşlanana kadar başka bir şey yapmadan yaşamak olamaz; dünyada yaşamanın anlamı bundan daha fazla olmalı!
akıp da hiçbir yere ulaşamamak olası mı?
yani sence bir sonu yok mu derenin?
oysa her şeyin bir sonu var.
gecenin gündüzün oldugu gibi,
haftanın, ayın, yılın…