"Ama gözler kördür. İnsan gözleriyle değil, yüreğiyle bakmalı..."(131)
Bir kez çocukların gözünden bakılmalı bu dünyaya. Onlar en saf, en masum şekilde yaşıyor bu hayatı. Sorgulayarak, merak ederek ve keşfederek en doğru yolu bulmaya çalışıyorlar. Biraz da anı yaşamak gibi diyebiliriz. Kendi gezegeninden gelmiş, Küçük Prens de öyle... Gittiği çoğu gezegende tanıştığı kişilerden sonra dile getirdiği, yakındığı cümle bu : "Şu büyükler de pek tuhaf oluyorlar gerçekten."
Küçük Prens, gezegeninde bulunan bir gülle ve üç yanardağla yaşar. Gezegeninde sadece bir gül olduğu için onun çok özel olduğunu düşünür yıllarca. Halbuki bir gün Dünya'ya geldiğinde gülünün tıpatıp aynısı olan birçok gül görür orada. Kendi gülünün de bunlardan bir farkının olmadığını düşünmeye başladıktan sonra şunu fark eder : "İnsan gerçeği yüreğiyle görür. Gülüme zaman harcadım ve fedakârlıkta bulundum, bu yüzden benim için değerli..." (118)
Aynı şekilde bu Dünya'da kaç milyar insan olmasına rağmen biz birkaçıyla daha yakın oluruz ve biriyle dost oluruz... Küçük Prens ve gülü gibi...
"İnsan ölecek bile olsa bir dostunun olması çok iyi bir şeydir." (124)
Küçük Prens, her yaşta bireyin okuması gereken, ders çıkarması gereken muhteşem bir eser. Tekrar tekrar okunacak güzellikte olan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim, keyifli okumalar dilerim.
"Her yetişkin önce çocuktu... Ama pek azı bunu hatırlıyor." (7)