Ne kadar saf, ne kadar ince. Herkes beğenmez bu kitabı. Kimisine çok saçma gelir. Kimisi kitapta kendine ait bir iz bulur. Kimisi hayatının kitabını bulur. İçinde öten kuşun sesini bu kitapta bulur.
Öyle çok derin anlamlı bir dille yazılmamış bence. Basit, saf bir çocuk aklıyla yazılmış. Kitabı güzel yapanda bu sanırım. Kitaba derin anlam yükleyen biziz. Çünkü biz o çocuk kadar saf değiliz. O saflığı hissetmemiz için çok derinlere inmemiz gerekiyor.
Bana göre bu kitabın bir kısmı muhteşem bir kişilik analizi. Hiç bir piskoloğun yapamayacağı bir kişilik analizi. Dışardan bakan birinin analizi.
Herkes kendi gezegeninde diyor kitap. Diğer gezegenlerle kıyaslamayı bırak. Diğer gezegenleri yargılamayı bırak. Önce kendi gezenine bir bak. Nasıl bir gezegende yaşıyorsun bir bak.
Kitap gerçektende bir kaç kere okunması gerekiyor. Hayatının farklı evrelerinde, bir kaç kere. Bir şeyleri hatırlatıyor çünkü. Özden bir şeyleri.
Ve korkuyor insan, acaba kitaptaki “büyükler”den miyim? Acaba o kadar salaklaşmış mıyım? diye.