Günümüz Türkçesiyle

Küçük Şeyler

Samipaşazade Sezai
Küçük Şeyler sıradan insanın başına gelmesi muhtemel sıradan olayları, acıları, ümitleri, hayal kırıklıklarını, yani kimi hayat gerçeklerini ve bu gerçekler karşısında yaşanan duyguları ele alıyor. Ağaçların kesilmesine üzüntü duymamız, kuş sesleriyle neşelenip aşk uğruna acı çekmemiz, bir tebessümle umutlanıp kurduğumuz hayallerin yıkılıvermesi gibi olağan ama okuru derinden etkilemeyi başaran hikâyelerdir bunlar. Türk edebiyatına modern anlamda hikâyenin ilk örneklerini kazandıran Samipaşazade Sezai, Küçük Şeyler için yazdığı önsözde, neyin anlatıldığının değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu vurgulayarak hikâyenin gücünün ayrıntıda gizli olduğunu ve güzel yazıldığı sürece basit konuların da önem kazanacağını söyler. Samipaşazade Sezai (1859-1936) İstanbul’da doğan Sezai’nin çocukluk ve ilkgençlik yılları Maarif nazırlığı da yapmış olan babası Sami Paşa’nın Taşkasap’taki büyük konağında geçer. Bu konak dönemin meşhur fikir adamlarına, yazar ve şairlerine ev sahipliği yapan önemli bir buluşma noktasıdır. Sezai burada pek çok yazar ve şairle tanışır. Özel hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri alır. Gençlik yıllarında oldukça etkilendiği Namık Kemal ve yakın dostu Abdülhak Hamit’in yenilikçi düşüncelerini benimseyen Sezai, 1880’de Londra Sefaretine ikinci kâtip olarak atanır. Burada Batı edebiyatını, özellikle Shakespeare’in eserlerini inceleme imkânı bulur. Londra’da geçirdiği bu zaman onun düşünce dünyasını ve edebi ufkunu genişletir. 1901’e kadar İstanbul’da Hariciye Nezareti’nde muavinlik görevini sürdürür. İstanbul’da geçirdiği 1886-1901 yıllarında Sergüzeşt’i, Küçük Şeyler’i ve Rumûzü’l-Edeb’i yayımlar. İstanbul’un alafranga dünyasına yönelik ilk köklü saptamalar onun eserlerinde belirir. Sergüzeşt’te esirlik ve özgürlük kavramlarını işlemesi hükümetin takip çemberine girmesine neden olur ve 1901’de Paris’e kaçar, burada Jön Türkler’e katılır. Tanzimat dönemi yenilikçi edebiyatın öncülerinden Samipaşazade Sezai’nin seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
84 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1891
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

74 syf.
·
Puan vermedi
Hayatlar, detaylar… Eserin önsözünde bahsettiği konu üzerinden “neyin anlatıldığının değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu” hikayenin örgüsünü güzelleştiren detaylarından yola çıkarak
Samipaşazade Sezai
Samipaşazade Sezai
küçük ama etkili hikayeleriyle yolculuğa çıkarıyor. Olağan akışındaki bir hayatın insan üstündeki bıraktığı etki detayları farketmeye başlayınca güzelleşiyor, eserin ismi
Küçük Şeyler
Küçük Şeyler
hayatınıza katacağı değerler pozitif yönde büyük şeylere yönelmesi muhtemeldir. Detaylar fark edilince domino taşı etkisindeki olaylar örgüsü, güzel bir etki bir bırakıyor yaşam üzerinde… Yazar Sıradan hayatların içindeki detayları çok güzel ve akıcı bir biçimde ele almış ve okuyucuya detayları farketmesi için bir nüve sunuyor, hikayelerde sunulan karakterlerde özenle seçilmiş ve sıradanlığın altını çiziyor. bir okunası bir eser… Keyifli okumalar herkese…
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
Hayat küçük ayrıntılarda gizlidir…
84 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler kitabı kısa öykülerden oluşuyor. Türk edebiyatı için çok önemli bir yere sahip. Batı edebiyatındaki hikâyelerle benzer özellikler gösteren eser Türk edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilir. Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin de başlangıcıdır. Hikayelerden başka içerisinde kısa bir metinde yer alıyor. Bir Kitabe-i Seng-i Mezar isimli bu metin kitapta yer alan “Düğün” isimli öykünün devam niteliğinde. Acıklı bir ölüm hikayesini daha çok vurgulamak için ayrı bir başlık açılmış. Bir diğer anlamı Mezar Taşı’dır. Sonradan esere ilave edilmiş bu kısım Manzume şeklinde yazılıp ağıt özelliği taşıyor. Ölen kişinin değerini, iyiliklerini, ölümünden duyulan üzüntü dile getirilmiş. “Arlezyalı” ve ”Pandomima” hikayelerinin de trajik konuları vardı. Ben en çok “Kediler” hikayesini sevdim. Büyükada’ da yaşanmış bir olay anlatılmış. Zaten hikayelerin geneli gerçekliğe yakındı. Günlük yaşamda başımıza gelebilecek sıradan olaylar ele alınmış. Hayal kırıklıkları, ayrılıklar, üzüntüler, ölümler gibi hayatın içinde yaşadığımız duyguları ve durumları işlemiş. Olaydan çok betimlemelerin geniş yer tutması yazarın basit hikayeleri bile ilgi çekici bir üslup ile ayrıntılara dikkat çekerek okuyanların hislerini canlandırmayı amaçlamış. Önemli olan neyin yazıldığı değil, nasıl anlatıldığıdır. Küçük Şeyler deyip geçmemek lazım. Tavsiye ederim.
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
84 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Samipaşazade Sezai’nin “Küçük Şeyler” isimli kitabını 1891 yılında kaleme almıştır. Açıkçası Türk Edebiyatı için oldukça önemli görülen bir eser olduğunu söyleyebilirim. Bu eseri önemli kılan en
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
74 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Samipaşazade Sezai, kitap için yazdığı önsözde neyin anlatıldığının değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu ve güzel anlatıldığı sürece basit şeylerin bile önem kazanacağını söyler. Edebiyatımız açısından önemi Batılı anlamda ilk öykü denemesi olmasıdır. 1891 yılında yayımlanmıştır. İçeriğinden bahsedecek olursak ; 9 tane kısa hikayeden oluşmakta. Hoşuma giden, aklımda kalan hikayeler; Kediler, Düğün ve Pandomima oldu. Kediler hikayesinde, otuz yıllık evli bir çiftin yaşamını konu alıyor. Adam evdeki kedilerden şikayetçidir, yaşam alanı kalmadığından muzdariptir. Kadının ise umrunda değildir. Düğün hikayesinde ise, Behçet Bey, Sitare hanım ve Behçet Bey'in odalığı arasında cereyan eden olay konu alınıyor. Burada daha çok odalığın yaşadığı buhran anlatıyor. Pandomima’da ise, Pascal adında tiyatro gösterisi yapan bir adamın, sürekli gösterisine gelen Eftelya isminde bir kadına olan aşkını anlatıyor. Bir saatte okunabilecek kısacık bir Türk Klasiği. Aman aman bayıldığım bir kitap olmadı ama okunabilir. Tavsiye olunur.
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
Günlük hayatta daima karşılaştığımız bizim için çok önem arz etmese dahi bazı insanlar için; yada herkes için hiçbir şey ifade etmese bile bizim için çok derin anlamlar ifade eden küçücük olayların, duyguların ele alındığı dokuz kısa hikayeden oluşan etkili bir kitaptı. Anlatımı ise oldukça başarılıydı fikrimce. Hepimiz ayrı ayrı hikâyelerinin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bazen bir dağ kadar sağlamken bazen ufacık bir şey ile yerle bir olabiliyoruz. Lakin hayatın bize ne sunacağını bilmeden yarınlara farklı sürprizlere merhaba diyebiliyoruz. Yaşamak, yaşayabilmek bu olsa gerek... Hayat bir yol biz ise bu yolun yolcuları... Gelip geçiciliğin farkına varmak ona göre yürümek gerek... Okunmasını tavsiye ederek keyifli okumalar diliyorum...
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
84 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
SUNUŞ Samipaşazade Sezai, Küçük Şeyler için yazdığı önsözde neyin anlatıldığının değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu vurgulayarak hikayenin gücünün ayrıntıda gizli olduğunu ve güzel yazıldığı
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
84 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İçerisinde 7'si yazara ait bir çeviri birde minik bir metin olan kitabın başında yazar kitabın önsözünde güzel yazılmak suretiyle herhangi küçük bir şeyin bile önemli bir konuya dönüşebileceğini söylüyor ve bunu yapıyor. gerçekten basit olaylara yoğun tasvirler yapmıştı olayları da çoğunlukla olduğu gibi, basitçe anlatmış. Pandomima, Arlezyalı en beğendiklerim oldu.
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
84 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Dokuz küçük hikaye. Sade, akıcı ve keyifle okunacak 9 küçük hikaye. -Bu Büyük Adam Kimdir?, - Kediler, -İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır hikayeleri tebessüm ettirirken -Düğün - Arlezyalı - Pandomima özellikle Pandomima içimi yaktı. Kısa kısa bir çırpıda bitecek çok hoş bir eser. Okumanızı tavsiye ederim. Not: İş Bankası Yayınları 9 hikaye olarak basmış. Bazı yayınlar 7 hikaye.
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma
Büyük Adımlar ve Küçük Şeyler
72 syf.
6/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Küçük Şeyler, Samipaşazade Sezai’nin döneminin geleneksel anlatım biçimlerinden farklı olarak Batı edebiyatından esinlenmiş -özellikle Alphonse Daudet, Guy De Maupassant ve Emile Zola- bir tarzda
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · İthaki Yayınları · 202216,1bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Öncelikle şunu demeliyim ki yazdıkları kelimelerle insanın gözlerini doldurmayı başaran yazarlar asıl "yazar" kategorisindedir kendimce. 9 seçme hikayenin 5'inde bu hâl içersindeydim.. Ve yazılmış olan bu hikayelerin çoğunda insanı üzen şey aşk'tı. Henüz tatmamış olduğum bir duygu olmakla beraber bu gibi eserler sayesinde mi desem yüzünden mi desem kendimi aşka hiç yakın hissedemiyorum. Çünkü gözümde aşk insanı mutlu etmesi gereken bir duygu; insanı üzüntüden intihar edecek noktaya kadar getiren bir keder değil. Her neyse... Tek tek hikayeler hakkındaki yorumumu dile getirmeyeceğim çünkü hepsi tek tek güzeldi...
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202516,1bin okunma

Yazar Hakkında

Samipaşazade Sezai
Samipaşazade SezaiYazar · 18 kitap
Sami Paşazade Sezai (Osmanlıca: سامى باشا زاده سزائى), (d. 1859 İstanbul - ö. 26 Nisan 1936 İstanbul) Türk realist öykücü, romancı.rnrnTürk Edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğiyle edebiyat tarihinde büyük önem taşıyan “Sergüzeşt” adlı romanın yazarıdır. Türk edebiyatında modern kısa hikâyenin kurucularındandır. Yaşamı 1859 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Tanzimat devrinin ileri gelen isimlerinden, Osmanlı Devleti’nin ilk Maarif Nazırı (Eğitim bakanı) Abdurrahman Sami Paşa ile Paşa’nın ikinci eşi olan Dilarayiş Hanım’ın oğludur. Babasının Taşkasap, Taşkasap’taki konağında özel öğrenim gördü. Konaktaki eğitim yıllarında Farsça, Arapça, Fransızca, Almanca; daha sonra Londra’da görev yaptığı yıllarda İngilizce öğrendi. Yirmi yaşına kadar resmi bir görev almayıp, edebiyat konusundaki bilgilerini artırmayı tercih etti. “Maarif” başlıklı ilk yazısı 1874 yılında “Kamer” adlı gazetede yayımlandı. 3 perdelik bir piyes olan “Şir” isimli ilk eseri 1879’da yayımlandı. 1880'de, ağabeyi Abdüllatif Suphi Paşa’nın başında olduğu Evkaf Nezareti Mektubi Kalemi’ne memur oldu. Babasının ölümünden sonra da Londra elçiliği ikinci kâtipliğine atandı. Orada kaldığı dört yıl boyunca İngiliz ve Fransız edebiyatlarını yakından izledi. 1885’te elçilik görevlerinin şapka giymesi yasağına uymadığı için elçilik kadrosu azledildiğinde İstanbul'a döndü, İstişare Odası’na memur oldu. Bu dönemde Latife Hanım ile kısa süren bir evlilik yaptı. 1885 - 1901 arasında İstanbul’da yaşadı ve edebi açıdan verimli bir dönem geçirdi. Abdülhak Hamit ve Recaizade Ekrem ile yakın dost oldu. 17-18 yaşlarında iken tanıştığı Namık Kemal ile sürekli mektuplaştı. Diğer Tanzimat yazarları gibi çok sayıda eser vermedi; bir roman, iki küçük hikâye kitabı, hatıra ve seyahat yazıları yazdı. 1888’de bir paşazade ile cariyenin aşk öyküsünü anlattığı Sergüzeşt adlı romanı yayımlayarak Şemseddin Sami, Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi'den sonra Türk edebiyatının ilk romancıları arasına girdi. Alphonse Daudet'den “Jak” romanını Türkçeye çevirdi. 1891’de hikayelerini “Küçük Şeyler” adlı kitapta topladı. 1897'de İkdam Gazetesi'nde makaleler ve hikayeler yazdı. Bazı makale ve hikayelerini “Rumuzü'l-Edeb” (1898) adlı kitapta topladı.rnrnSergüzeşt romanı yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek bundan kurtulmak için 1901’de Paris'e gitti ve 1908'de Meşrutiyet'in ilanına kadar da orada kaldı. Yurtdışına kaçışını Servet-i Fünun Dergisi’nde yayımlanan “1901‘e Ait Bir Hatıra” başlıklı yazısında anlattı. Paris’te Jön Türkler’le tanıştı; İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı ve cemiyet içinde saygın bir yere geldi. Cemiyetin 15 Şubat 1902’de yayın hayatına başlayan "Şüra-ı Ümmet" adlı yayın organında Osmanlı Devleti politikalarını ve rejimini eleştiren yazılar yayımladı. Paris yıllarını “1901’den İtibaren Paris’te Geçen Seneler”, “Paris Hatıratından”, “Paris’te Yedi Sene” adlı yazılarında anlattı.rnrnII. Meşrutiyet’in ilanı üzerine İstanbul'a döndü ve Madrid elçisi olarak görevlendirildi. I. Dünya Savaşı başlayınca Madrid'den İsviçre'ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı. İspanya yıllarını “Gırnata ve El-Mescidü’l Camia: Elhamra” adlı iki yazıda, İsviçre’de geçirdiği zamanı “İsviçre Hatıratı” başlıklı yazılarında anlattı.rnrnMütareke devrinde 1921 yılında yaş haddi dolmadan hükümet tarafından emekliye sevkedildi ve İstanbul'a döndü.rnrnSon yıllarını Kadıköy’ün Mühürdar semtindeki evinde geçirdi. Çok sevdiği yeğeni İclal'in ölümü üzerine yazdığı mensur bir mersiye ile daha bazı nesir ve hatıralarını 1924’te yayımladığı “İclal” isimli kitapta topladı.rnrn1927'de kendisine Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararıyla "Hidamat-ı Vataniyye" tertibinden maaş bağlandı. 26 Nisan 1936 tarihinde İstanbul'da zatürreden öldü. Cenazesi, Göksu’daki aile mezarlığına, yeğeni İclal’in yanına defnedildi. Edebi Kişiliği İlk eserini Namık Kemal etkisinde yazdığı “Şir” adlı eseri ile tiyatro oyunu alanında veren sanatçı; roman, hikâye, hatıra, sohbet, makale ve şiir ile üne kavuştu. Tek romanı olan Sergüzeşt, bütünüyle esaret konusunu işleyen ilk roman olarak edebiyatımızda yer aldı; cariyelik ve kölelik siteminin eleştirildiği roman, onun en ünlü eseri oldu. Besim Ömer Paşa tarafından Fransızca’ya çevrildi. Romanının getirdiği ünle hikâyeci yönü gölgede kalmış olsa da hikayecilik yönü çok güçlü bir yazardı. Küçük olayları konu alan hikâyeleri ile kısa hikâye türünü, Türk edebiyatına soktu. Tanzimat döneminin en genç yazarı olan sanatçı, “Küçük Şeyler” adlı kitabı ile Servet-i Fünun yazarlarını etkiledi. Namık Kemal’in etkisiyle bir çok hikayesinin dilini süsledi, uzun cümleler kullandı. Yazılarında romantizm ile realizmi birleştirdi. “Sanat için sanat” anlayışıyla eserler verdi. Konularını her zaman yerli hayattan seçti.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.