Ah! Kudüs, Müslümanlar için kutsal, Hristiyanlar için kutsal, Yahudiler için kutsal bu yerde gökyüzüne sürekli olarak yakarma ve dua sesleri yükselmekte!...
Harem-i Şerif külliyesi, hem hüzün verici, hem de sonsuz güzelliğe sahip bir yer.
Reklam
Bu kutsal yerin çevresindeki kalabalık bazen hareket halinde, bazen durağan; bir yanda yer taşları üzerinde diz çökmüş yüz­lerce Rus köylüsü ve kadınları; diğer yanda bir hayal dünyasının antik bakirelerini andıran, başlarında uzun tülbentleriyle ayaktaki Kudüs kadınları; başka bir kö­şede alınları yerde secde eden Habeşler ve sarıklı Arap­lar; elleri kılıçlarında Türkler; her mezhepten, her dilde konuşan insanlar ...
Samuel A. Weems 2002'de yayınlanan Armenia adlı kitabında şöyle demekte: "Eğer Türkler geçmişte başka dinlere ve toplumlara karşı daha az hoşgörülü olsalardı, bugün yaşadıkları pek çok sorunu yaşamayacaklardı."
Latin (Katolik), Ermeni ve Rum bölümlerinden olu­şan bu üçlü kilisedekiler birbirlerine uzak ve düşman durumdalar. Farklı görüşteki bu Hıristiyan gruplar ara­sındaki kavgaları önlemek ve düzeni sağlamak için, sü­rekli olarak bir subay ve silahllı Türk askerleri devriye geziyor.
Ah! Kudüs, Müslümanlar için kutsal, Hristiyanlar için kutsal, Yahudiler için kutsal bu yerde gökyüzüne sürekli olarak yakarma ve dua sesleri yükselmekte!...
Reklam
"Yaşayanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?" dedi İsa'nın dirilişini haber veren melek (Aziz Luc, XXIV, 5)
Akşamları düşüncelere daldığımda sonsuz sıkıntılarımı, hele sabah olup her şey aydınlanınca ileri­yi görmeye başladığımda duyduğum dayanılmaz acıyı kim bilecek!...
Müslüman mabetleri Hıristiyanlarınki gibi duygulanıp ağlanılan yerler değildir. Sakin yerlerdir. Müslüman mabetleri huzur veren yerlerdir. Orada hem yaşama, hem ölüme aynı sağduyuyla, aynı soğukkanlılıkla bakılır.
Ah! iman, şükredilecek güzel iman!... "Şahane bir hayal olduğu doğru ama bu yararsız şey, akıllardan silinmeli" diyenler, acılarımıza çare olan ilaçların, ölüme engel olamadığı gerekçesiyle kullanılmaması gerektiğini savunanlara benziyor.
Reklam
Burada, tepemizde duran bu sessiz kayalar, neler gördü, neler duydu ...
Acı ve ölüm, her ikisinin de var olması gerektiği so­nuca ulaşıyoruz, tıpkı ruhumuzu denemek için kullanı­lan mihenk taşları gibi; onlar olmadan, ilahi afda ol­maz.
Neden Acaba?
Kudüs köpeklerinin havlamaları, -ki bu ses geceleri tüm Türk şehirlerinde devamlı olur-
Mihrabın önünden geçenlere ancak uzaktan bakabiliyorum, ama bütün bu olanlar beni tasalandırıyor; vahşi putperestlerden pek farkları yok. Binlerce yıl önceki sahte inanışlardaki, İsis'e ya da diğer ilahlara tapar gibiler.
Hristiyanlar için söylüyor
(Onlarda* adet olduğu üzere, günün veya gecenin herhangi bir saatinde, yeni ölenin cenazesini sanki artık bu dünyaya ait değilmiş gibi, vücut soğur soğumaz toprağa verirler.) Sanki kötü bir şeyi gizlice yapar, ölüyü acele gömüp kaçar gibiler.
* Yahudiler