☆Filistin topraklarının bir karisini bile satamam. Çünkü bu benim değil halkımın toprağıdır. Halkım bu büyük devleti kanlarını akıtarak kurmuştur. Bu toprakların her karışını kanlarıyla sulamistir. Bu ülkeyi gaspetmek isteyenlerle de kanımızın son damlasına kadar carpisacagiz. Hiç kimseye Filistin'in en ufak parçasını bile veremem. Yahudiler milyarlarıni kendilerine saklasinlar. Belki devlet bölününce hiç karşılık vermeden Filistin'i elde ederler. Ancak bu devlet ancak bizim cesetlerimizin üzerinde bölünecektir ve ben asla hangi gaye ile olursa olsun cesetlerimizin yarılmasına izin vermeyeceğim.
Meymûne (r. a)'dan rivayet edildiğine göre bir hadiste, "Ey Allah'ın Rasulü bize Kudüs hakkında ne dersin?" Hz. Peygamber (a. s) șöyle buyurdu: Oraya gidip orada namaz kılınız. O da dedi ki: "Rumlar oradayken nasıl olacak?" Peygamber Efendimiz de (s.a.v) șöyle cevap verdi: Eğer gidemezseniz kandillerinin aydınlatılması için oraya yağ gönderiniz.
Hz. Peygamber (s.a.v)'ın bu vasiyetinin Kudüs' ün imar edilmesi ve burayla ilgilenilmesi tavsiyesini de içerdiğini görmekteyiz. Bu sebeple dünyanın her yerindeki müminler Kudüs'e canlarını ve mallarını feda etmekle yükümlüdürler.
Kudüs Romalılar döneminde iki kez yıkıma uğramıştır. İlk defa M.70'de Titus zamanında ikinci defa 135 yılında Hadrianus döneminde yerle bir edilmiştir. Böylece yahudi birliği bozulmuş ve şehirde yaşamaları yasaklanmıştır.